Kalademi.me, tüm sorularınıza uzmanların yardımıyla yanıt bulmanız için burada. Farklı alanlardaki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin. Deneyimli profesyonellerden ayrıntılı yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin.

Dil kirliliğinin sebep ve sonuçları ayrıntılı lütfen



Sagot :

http://www.nenedir.net/nedir/dil-bilgisi/9269-dilin-kirlenmesi.html

12 Eylül'den sonra, Atatürk'ün bizzat kendi parasıyla kurdurduğu Türk Dil Kurumu kapatıldı. Yasalar çiğnenerek hem de. Türk Dil Kurumu'nun yönetimi, dil devrimine karşı olanlara teslim edildi. Bugün de bu durum sürmektedir. Böylece güzelim Türkçemizin yuvasına yabancı dillerin yumurtaları konuldu. Türkçe bilim dili değildir gibi saçma sapan tartışmalar başladı. Ve dilimizdeki aşırı kirlenme, o günden bu güne bir çığ gibi büyümektedir.

Bizler konukseveriz ama yurdumuza, evimize gelen İngilizce, benim dilimi susturuyor, onu kovamaya çalışıyorsa, bütün satış yerlerinin, meydanların, otellerin, büyük binaların, işhanlarının, özel televizyonların, magazin dergilerinin adlarından benim güzelim Türkçem kovuluyorsa, bütün gücümüzle buna karşı çıkmamız gerekiyor. Yurduma gelen konuk elimizi dostça tutuyorsa, dilimize saygı gösteriyorsa, onu her zaman hoş karşılarız. Ama elimizi tutmuyor da, parmaklarımızı sıkarak kırmaya çalışıyorsa o el dost eli değildir.

Unutmayalım, diller ulusların gece gündüz yanan kandilleridir. Ülkeme gelenler benim kandillerimi, sokak lambalarımı söndürüyorlarsa, benim anamdan atalarımdan öğrendiğim güzelim Türkçeme bir çeşit 'Soykırım' uyguluyorlarsa, onlara karşı savaşım vermemiz gerekmektedir.

Dilimizi toprağımızı korur gibi korumalıyız. Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük servet, zengin, temiz bir Türkçe olmalıdır.

Ceyhun Atuf Kansu, bugünleri görmüş, ta 1966 yılında yazdığı bir şiirde şöyle diyor: "Haraç Mezat / Yaylalarımdan yarın oksijenimi satarsanız / Ve korkuyorum alfabemdeki ulusal besini / Türkülerimi sevincimin gezeneğini, / Ağlamak hakkımı bile ağıtlardan, / Bağımsızlık yelinin yolunu keserseniz / Bir gün onurumun altın madenini verirseniz / Dağlarımı da satarak el oğluna, / Alın gidin o gün, hayrını görün demokrasinin" İmece Dergisi, sayı:65, Eylül 1966.

Osmanlılarda ve günümüzde kimi edebiyatçılar, birtakım söz oyunları ile sözü gerçek yaşamdan koparmaya çalıştılar. İçinde tane olmayan harmanı savurmaya benzer bu. Oysa bugün dünya çığırından çıkmıştır. Ülkemiz ve dünya insanlığı ABD emperyalizmi ile AB emperyalizminin ağır kuşatması altındadır. Ülkemizin çok büyük sorunları vardır. Çok büyük haksızlıklar ve kötülükler vardır. Biz yazarlar bütün bunları, yalnızca biçim ve sözcük oyunlarıyla, moda anlayışlarıyla halkımıza nasıl anlatacağız? Sözcüklerin anlamını ve kan grubunu değiştirenleyiz.