Kalademi.me, sorularına hızlı ve doğru yanıtlar arayanlar için en iyi çözümdür. Deneyimli profesyonellerden kapsamlı çözümler bulmak için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın. Sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulmak için deneyimli uzman topluluğumuzdan faydalanın.

Türkçenin yozlaşmasıyla ilgili kompozisyon



Sagot :

Dilde yozlaşma, dilin işleyiş özellikleri olan geçerli kurallarını bir tarafa atıp dili gelişigüzel kullanarak, yapı ve işleyişindeki kuralların işlemez hale getirilmesi, dilin işleyiş özelliklerini kaybedip bozulmasıdır.

Gençlerin özenti kesimi tarafından yozlaştırılan güzel Türkçemiz unutulmakta ve yanlış kullanılmaktadır. Türkçenin yozlaştırılması da özünden uzaklaşmasına ve bozulmasına neden olmaktadır.Türkçenin yozlaşması ilk olarak dükkan, market ve iş yerlerinin İngilizce olarak adlandırılmasıyla başlamıştır. Bu da batı dillerine özenmemize neden olmuştur. Son yıllarda telefonla mesajlaşmanın çoğalması ve internetin bilinçsiz kullanımı sonucu dilimiz, kelimeler değiştirilerek hatta gereksiz harf eklenerek yozlaştırılmaya başlanmıştır. Özellikle genç kesimin kullandığı anlık mesajlaşma programları ve bazı sosyal siteler bu yozlaşmanın temeli olmuştur.

Merhaba,

Öncelikle yozlaşma kelimesini tanımlayıp daha iyi anlamaya çalışalım.

Yozlaşma: Özündeki iyi nitelikleri birtakım dış etkenlerle zamanla yitirmek, soysuzlaşmak, özünden uzaklaşmak, bozulmak, dejenere olmak, tereddi etmek

Şimdi "Türkçe!nin yozlaşması" ile ilgili kompozisyonumu aşağıda iletiyorum:

Dilimiz Değişiyor mu?

Günümüzde kafamızı nereye çevirsek bir Alışveriş Merkezi görüyoruz. Bu alışveriş merkezlerinin bazılarının isimlerini telaffuz bile edemiyorum. Bir keresinde AyCity diye bir alışveriş merkezi görmüştük annemle ve hemen ona ÇayCity demeye başlamıştık. Ay'ı temsilen koyulan hilal bize C harfine benzer gelmişti ama City kelimesi ile bir sorun yaşamamıştık.

Sanırım artık bazı kelimeleri Türkçe gibi algılıyoruz. Hızla gelişen teknoloji bunda büyük bir etken. Yenilikler çıktıkları coğrafyada konuşulan dil ile isimlendiriliyor. Bizler de onları olduğu gibi kabul ediyoruz. Ayrıca artık kültür turizmi de ülkemizde oldukça tercih edilen bir seyahat şekli. Ama nedense bizler görüp beğendiğimiz kültürleri kendi dilimizle harman etmeye çalışıyoruz.

Kendi dilimizdeki kelimelerin köklerine, anlamlarına saygı göstermiyoruz. Sonra konuşurken "ııı-şey--fake ya fake nasıl deniyordu?" gibi cümleler duymaya başlıyoruz. Oysa fake kelimesinin Türkçe'de sahte, gerçek olmayan, yapmacık, uydurma gibi pek çok karşılığı var.

Ben bu durumun bir duyarlılık ve ilgi meselesi olduğuna inanıyorum. Gerçekten dilimizi sevip ona saygı gösterdiğimizde yozlaşmanın önüne geçilebilir. Bu konuda duyarlı yazarlar takip edilmeli ve açtıkları yoldan yürünmelidir. Umarım bir gün Türkçe'miz hak ettiği saygınlığa kavuşur.