Kalademi.me pomaga Ci znaleźć wiarygodne odpowiedzi na wszystkie Twoje pytania dzięki pomocy ekspertów. Farklı alanlardaki profesyonellerin geniş bilgi birikimini keşfetmek için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın. Geniş bir uzman topluluğu sayesinde sorularınıza güvenilir yanıtlar bulmanın rahatlığını yaşayın.

hayvanları sevelim ile ilgili kompozisyon ltfn aciil



Sagot :

nadyaa
Dünya’da yaşayan tüm hayvanları çok çok sevelim,koruyalım,incitmeyelim;
Dünyamızı tüm canlılarla birlikte paylaşıyoruz. Hayvanlarla ve bitkilerle paylaştığımız dünyamızda çocuklarımızın onlarla birlikte yaşamayı öğrenmesi çok önemli.
Hayvan sevgisi hepimizin hayatını güzelleştirir, günlük yaşamın yol açtığı stresin- gerginliklerin azalmasını sağlar. Hayvan sevmek bizleri daha sevecen, duygusal, neşeli kılar.hayata daha pozitif bakarız.

Hayvan sevgisi zorla bir şey değildir, kendi isteğinle sevmektir. Kimileri sevgi nedir bilmez. Sevgiyi bilmeyen, hayvan sevgisini hiç bilmez.

Kimi gönüller, “Ben hayvanları severim…” deyip de dışarıda kedinin kuyruğuna teneke bağlayıp da kediyi süründürüyorlar. Ona, hiç yardım eden yok, işte o gönüller yabancı gönüller… Geçenlerde bir köpek gördüm. Yazık, o kadar çok havlıyordu ki merak ettim ne oluyor diye, meğerse yavrusunu yanından alıp onunla oynuyorlarmış. Bir şey de diyemedim, benden çok büyüklerdi. Şu güzelim doğada buna, denge mi diyorlar! Bu denge değil, tamamen acımasızlık. İnsanoğlu neden böyle? Neden dostluk içinde, neşe içinde dayanışma içinde değil? Bir kış günüydü, kuşlar yiyecek arıyor ve dışarıda kar yağıyordu. O güzelim kuşları seyrediyordum ki birisi geldi. Elinde tüfek, gözünde açlık, yüreğince acımasızlık vardı. En azından ben öyle gördüm. Çünkü o kuşları öldürmeye çalışıyordu… “Aç mısın, açıktamısın be adam!” diyecektim, demedim, diyemedim. Tüfek sesi, kuş sesi, doğanın acımasız dengesi… Çocuklar, yemek arayan kedi, köpeği kovalayıp, taş atıyor. Bu çocuklar böyle mi yetişmeli, yetiştirilmeli? Ayağı kırık bir köpeğe taş atıp onun canını biraz daha mı acıtmalılar? Hayır, hayır, bu çocuklar böyle olmamalı. Köpek ısırır diye ellerine taş alıp köpek ısırmadan köpeğe doğru atıp da peşlerinden mi kovalatmalılar o zavallı köpeği. O köpek, içinden “Ne atıyorsun, ben sana bir şey yapmayacaktım ki zaten demez mi? O hayvanların da canı var. Onu, sen, canlı bir varlık gibi görmüyor musun? Görmüyor musun da taş atıyorsun? Onlar, senden minik bir yardıma dahi razı. Peki, sen, onlara o minik yardımı vermeye razı mısın?

Ben, ne hayvan bakıcısıyım, ne de hayvan koruyucusuyum. Ben de çocuğum; ama hayvanlara zarar vermem, vermeyi de istemem… Bazen ne derim biliyor musunuz? Keşke şu hayvanlar dillense de haklarını, kötü insanlara karşı savunsalar. Konuşsalar da bu acımasızları utandırsalar. Utansınlar ki ne yaptıklarını anlasınlar. Bazen, onlar da insanlar gibi yaşıyor zannederim. Belki, onlar da kıskanıyor, onlar da bir şeyleri başarmaya çalışıyorlardır. Kim bilir? Onların dünyasını, yeterince, bilmiyoruz ki… Bilsek, belki de doğada birçok denge değişirdi. Belki de daha dost, daha neşeli olurduk.

Geçen yaz, evin arkasına küçük bir köpek geldi. Ekmek arıyormuş. Biz de ekmek verdik. Bu dünya da bizim nasıl yaşamaya hakkımız varsa, onların da bizim gibi yaşamaya hakları var.