Kalademi.me, günlük ve karmaşık sorularınıza çözümler bulmayı topluluğumuzun yardımıyla kolaylaştırır. Farklı alanlardaki profesyonellerin geniş bilgi birikimini keşfetmek için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın. Sorularınıza hemen güvenilir yanıtlar bulmak için deneyimli uzman topluluğumuzdan faydalanın.
Sagot :
İHİN / BEDEN İLİŞKİSİ
Eski çağlardan beri zihin ve bedenin birlikte oluş hali insanların merakını uyandırmıştır.
Pek çoğu onların birbirinden ayrı olarak faaliyet gösterdiğini iddia etmişken; son
zamanlardaki düşünceler ve bu konudaki araştırmalar birlikte çalıştıkları inancına doğru
kaymıştır. Bu, insanı bütünleşmiş bir bütün olarak gören "bütüncül tıp" yaklaşımına yol
açmıştır. Beden ve zihin arasındaki yakın ilişkinin pek çok örnekleri günlük hayatta
görülebilir. Fiziksel süreçlerin zihin üzerindeki etkisi, açık bir şekilde örneğin kafein içeren
kahve içildiğinde fark edilebilir. Kafein merkezi sinir sistemini harekete geçiren bir
uyarandır ve bu yüzden konsantrasyon ve canlılık seviyesini arttırır. Kafeinin fazlaca alınması
anksiyeteye yol açabilir. Tıpta da pek çok faydalı ilaç zihinsel süreçleri değiştirebilir.
Örneğin benzodiyazepin gibi anksiyolitik ilaçlar olumsuz duyguları olumlu yönde değiştirmek
için kullanılabilir.
Benzer şekilde, zihinsel ve duygusal deneyimlerin vücutta belirli reaksiyonları ortaya
çıkardığı görülebilir. Örneğin, korkulu ve endişeli bir hale girdiğinizde pek çok şey
olabilir-. Sempatik sinir sisteminiz harekete geçer; bu, adrenal bezlerinden kanınıza
adrenalin salınması ve nefes alma ve kalp hızınızın artmasıyla sonuçlanır. Kan akımı,
bağırsak ve deri gibi alanlardan; kas, kalp ve akciğer gibi dokulara doğru kayar. Net
sonuç sizi harekete geçmeye ve canlanmaya hazırlamaktır. Öte yandan, hoş şeyler
düşünüyor ve kendinizi sakin hissediyorsanız; yavaş ve muntazam soluklarınız ve normal
hızdaki kalp atışınızla vücudunuzu daha rahatlamış hissedeceksiniz.
Hipnoterapi, zihin süreçlerinin vücut üstünde doğrudan etkileri olduğu fikrine dayanır.
Amaçlarımız için biyokimya ve nörofizyoloji dünyasının ayrıntılarına inmeye gerek
yoktur; hipnoz sırasında biyokimyasal taşıyıcıların salınması vasıtasıyla vücutta temel bir
biyolojik iletişim biçiminin ortaya çıkacağını söylemek yeterlidir.
Örneğin, Rossi ve Cheek (1988) ilgili literatürü gözden geçirirken, hipnoterapi gibi
zihin/vücut yöntemlerinin vücutta her temel malumat aktarımı seviyesinde acı
deneyimini değiştirebileceğine dair biriken kanıtlar olduğu sonucuna vardılar. Zihin /
beden seviyesinde hipnoz sırasında pek çok kişinin kendi algılarını çarpıtabildikleri
böylece de derin hipnotik anestezi yaşayabildikleri bulunmuştur (Orne, 1976; McGlashan
ve ark., 1969). Beyin / vücut seviyesinde, hipnoterapiyi takiben endorfinlerde (vücudun
kendi doğal acı yokedicisi) artmalar kaydedilmiştir (Ka-ji ve ark., 1981; Domangue ve
ark., 1985). Son olarak, hücre / genetik diye isimlendirilen seviyede, hipnotik telkin doku hassasiyetindeki ölçülen
değişikliklerle ilişkili olmuştur (Chapman ve ark., 1959). Biyokimyasal taşıyıcılar acıyı
azaltmak ve iyileşmeyi sağlamak için çalışıyor görünmektedirler.
Zihin üzerinde çalışmak ve orada değişiklikler üretmekle kişinin pek çok seviyede birden
bütün olarak etkilenebileceği açıktır. Bu ön bilgiler hipnoterapi çalışmalarının özünü
oluşturmaktadır.
Platformumuzu kullandığınız için teşekkür ederiz. Tüm sorularınıza doğru ve güncel yanıtlar vermek için her zaman buradayız. Hizmetimizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Tüm sorularınıza en iyi yanıtları vermeyi taahhüt ediyoruz. Bizi tekrar ziyaret edin. Kalademi.me'yi kullandığınız için teşekkür ederiz. Uzmanlarımızdan daha fazla bilgi için geri dönün.