Kalademi.me'da sorularınıza cevaplar bulun, tüm ihtiyaçlarınız için en güvenilir ve etkili Q&A platformu. Binlerce soru ve cevap arasında gezinin ve uzman topluluğumuzun size sunduğu çözümleri keşfedin. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin.

ÜNlü bir yazarın veya ünlü birinin yazdığı  mektuplara örnek verebilir misiniz ??? acil...



Sagot :

bugün tam bir buçuk yaşındasın. vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. sana bir resmimi yadigar olarak bırakıyorum. öğütlerimi tut, iyi bir türk ol. 
komunizm bize düşman bir meslektir. bunu iyi belle. yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. ruslar, çinliler, acemler, yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır. 
bulgarlar, almanlar, italyanlar, ingilizler, fransızlar, araplar, sırplar, hırvatlar, ispanyollar, portekizliler, romenler yeni düşmanlarımızdır. 
japonlar, afganlılar ve amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. 
ermeniler, kürtler, çerkezler, abazalar, boşnaklar, arnavutlar, pomaklar, lazlar, lezgiler, gürcüler, çeçenler içer(de)ki düşmanlarımızdır. 
bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı. 
tanrı

yardımcın olsun!       NİHAL ATSIZ

Nâzım Hikmet'in 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasının ardından Atatürk'e gönderdiği mektup Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nde bulundu




 

Nâzım Hikmet'in ve annesi Celile Hanım'ın Atatürk'e yazdığı mektuplar ortaya çıktı.

Radikal'in haberine göre, aslında Nâzım Hikmet'in Atatürk'e yazdığı mektup sır değildi, içeriği de biliniyordu; ancak bu mektupların Atatürk'e hiçbir zaman ulaşmadığı iddia ediliyordu. İşte Atatürk'e ulaşmayan o mektuplar, geçen günlerde Çankaya Köşkü'nde bulundu.

 

Ünlü şairin mektubu oldukça duygusal. 'Askeri isyana teşvik' suçlamasının iftira olduğunu söyleyerek Atatürk'ten adalet istiyor. Celile Hanım'ın mektubu ise daha kısa ve net. Celile Hanım, Nâzım Hikmet'in suçsuz olduğunu ve Atatürk'ten oğlunun bağışlanmasını istiyor. Her iki mektup da Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nde yan yana duruyor.

 

 

Orijinali ilk kez yayımlanan Nâzım Hikmet'in mektubu "Cumhur Reisi Atatürk'ün Yüksek Katına" diye başlıyor ve şöyle devam ediyor:

 

"Türk Ordusunu 'isyana teşvik' ettiğim iddiasıyla 15 yıl ağır hapis cezası giydim. Şimdi de Türk Donanmasını 'isyana' teşvik etmekle töhmetlendiriliyorum. Türk inkılabına ve senin adına and içerim ki suçsuzum. Askeri isyana teşvik etmedim... Deli, serseri, mürteci, satılmış, inkılap ve yurt haini değilim ki bunu bir an olsun düşünebileyim. Askeri isyana teşvik etmedim. Senin eserine ve sana, aziz olan Türk dilinin inanmış bir şairiyim. Sırtıma yüklenen ve yükletilebilecek hapis yıllarını taşıyabilecek kadar sabırlı olabilirim. Büyük işlerinin arasında seni bir Türk şairinin felaketi ile alakalandırmak istemezdim. Bağışla beni. Seni bir an kendimle meşgul ettimse, alnıma vurulmak istenen bu 'inkılap askerini isyana teşvik' damgasının ancak senin ellerinle silinebileceğine inandığımdandır. Başvurabileceğim en inkılapçı baş sensin. Kemalizm'den ve senden adalet istiyorum. Türk inkılabına ve senin başına and içerim ki suçsuzum."

 

18 Ağustos 1938 tarihini taşıyan mektubun sonunda Nâzım Hikmet'in imzası bulunuyor.