Kalademi.me'da sorularınıza cevaplar bulun, tüm ihtiyaçlarınız için en güvenilir ve etkili Q&A platformu. Sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulmak için uzman topluluğumuzla bağlantı kurun. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın.
Sagot :
Cevap:eodev
Ara...
MedineVURAL
feride3335
10.01.2015
Matematik
Üniversite +
cevaplandı
Denklemlerle ilgili hikayeler
2
CEVAPLARI GÖR
MedineVURAL
Bu soruyu feride3335 kullanıcısına sor...
Cevap
5,0/5
4
Eodev Kullanıcısı
Matematiksel olarak hayatını ikiye bölmüştü koordinat düzleminde. Y düzleminde kırk beş yaşına kadar olan yaşamı, X düzleminde ise şimdiki yalnızlığı vardı. İki bilinmeyenli bir denklem: Bilinmeyenleri yaşam ve yalnızlık. Yalnızlık ve yaşam arasında ters bir orantı vardı. Yalnızlık arttıkça yaşam sevinci azalıyor; tersinde ise tersi. En çözülmez problemleri bile rahatlıkla çözebilir, öğrencilerine teoremleri ve ispatlarını yapabilirdi yaşlı matematik profesörü... Ama hayatının iki bilinmeyenli basit denklemini çözümde zorlanıyordu şimdi..
Hava yerine aşk solunduğu güzel bahar günlerinde yalnız olmanın ,Tanrıyla beraber kendisine de mahsus olduğu hissi yakasına yapışmıştı .Onulmaz bir yalnızlıktı bu.Yirminci yüzyılda bile çözümü mümkün olmayan problemlerin başında geliyordu.Kış günlerinde yalnızlığının depreşmesini kapalı havalara bağlardı, ya bu havalar; hayvanların bile çiftleşmek için birbirini aradığı , insanı illa da bir şeyler yapması için uyaran bu havalar olmaz olsundu.
Her mevsim yalnızlık getiriyordu, ne biçim bir işti bu böyle. Halbuki dünya, güneşin çevresinde bilmem kaç saat kaç dakika yol gidiyordu bu günlere varmak için. Hatta yengeç dönencesi 23, 27 derecelik açısını değiştiriyor güneş ışınları dünyaya 60 derecelik bir açıyla vurarak... Yazık değil miydi zavallı dünyamıza.
”E.. Sen gel burada kös kös otur, sonra da bahar biraz geç geldi mi yakınıp dur, bahar gelmedi diye. Sanki bir halt yapacak da bahar gelince!”. İnsanların cıvıl cıvıl oynayıp koştuğu, sevgililerin sarmaş dolaş gezdiği parkta bir bankın üstüne oturmuş olan Prof.Zeki BAŞARAN kendi kendine konuşup duruyordu.
Okyanusun ortasında, haritada bile belirtilmeyen, geçen gemilerin kaptan yardımcılarının “kaptan önümüzde küçük bir ada var” demeye bile gerek duymadığı küçücük bir ada gibiydi... Öylece çırılçıplak... Bir martı gelip konsa üstüne mutlu olacak.. Oysa üzerinde martıları çekecek ne bir ağaç ne bir bitki olan bu adaya hangi kuş gelip yuva yapacaktı... Gerçi Y düzleminin eksi tarafında kalan hayatında, - hayatının tek bilinen bilinmeyeni - Suzan vardı .
Kendisiyle Suzan’ ı defalarca kez çarpıp toplamasına karşın, bilinen hiçbir sonuç elde edememiş, sonuç yeni bir bilinmeyen doğurmuştu. Suzan, sayılarla kendisinden daha fazla ilgilenen bu adama beş yıldan fazla dayanamamış artı sonsuza doğru yol almıştı... Profesör Zeki; sayı düzleminde tam sıfır sayısının üstünde kalakalmıştı yine... Şimdi ise sonsuz elemanlı evrensel kümenin içinde bir boş kümeden başka bir şey değildi... Kurmuş olduğu iki bilinmeyenli denklemde etkisiz eleman olmanın sıkıntısı içinde baharın verdiği geçici etkiyle problemine bir çözüm bulmak kaygısı içinde cebelleşirken kulağına gelen sesle irkildi: ”Yanınıza oturabilir miyim beyefendi”. Yaşı kırklarda, pek de güzel olmayan bir bayandı. ”Ne kadar güzel bir hava , insanın kanatlanıp uçası geliyor öyle değil mi?” diye sordu profesöre gülümseyerek.”Pardon kendimi tanıştırmadım size benim adın Neriman, emekli öğretmenim “ diye ekledi. Profesör bu bayanla tanışıp işi ilerletmenin olasılıklarını hesaplarken, bir yandan da kadını süzüyordu.
”Evet, gerçekten insanın kanı kaynıyor”dedi. ”Benim de adım Zeki BAŞARAN, üniversitede matematik profesörüyüm”. Kadına baktı, kadının etkilendiği belliydi. Profesör hemen bir hesap yaptı. Türkiye’de yaşayan nüfusun yarısı kadın olsa kendisinin Neriman Hanımla tanışmasının olasılığı “Biliyor musunuz, dedi, Neriman Hanım sizinle şu an tanışmış olmamızı formüle ettiğimiz şu sonuç çıkıyor”. Kadın güldü.”Ay çok hoşsunuz profesör ne çabuk hesapladınız.”
Profesör tevazuyla güldü. Gerçi profesörün bir sayıyla çarpılıp sıfırdan kurtulma şansı yoktu ama,- her sayıyı yutuyordu çünkü-; belki toplama yapılırsa sıfırdan kurtulabilirdi. Neriman Hanımla hemen bir formüle girmek gerekti... Belki bu sefer olabilirdi sıfır + iki = iki
Adım adım açıklama:
Sitemizi ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederiz. Aradığınız yanıtları bulduğunuzu umuyoruz. Daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda tekrar bekleriz. Bilgilerin faydalı olduğunu umuyoruz. Daha fazla bilgi ve doğru yanıtlar almak için istediğiniz zaman geri dönün. Kalademi.me'ye ziyaretiniz için teşekkür ederiz. En güncel yanıtlar ve bilgiler için geri dönün.