Batum'dan gelen bir gemi istanbul iskelesine yanaşır. Gemiden 3 kız indirilir. Bunlardan biri , 9 yaşında bir Çerkez kızıdır. Ailesinden kaçırılıp satılmıştır. Küçük kız, Mustafa efendi'ye 40 TL karşılığında satılır. Mustafa efendinin hanında ona Dilber adını verirler. Adamın karısı ve hizmetçisi küçük kıza sorunlar yaşatırlar. Artık bu durumdan sıkılan Dilber hanı terk eder. Uyuyakalır ve uyandığında bir kadının evindedir. Kadın onunla bir süre ilgilendikten sonra eski evine gönderir. Mustafa efendi, istanbul'dan ayrılınca Dilber'i Asaf paşa'ya satar. Dilber burada müziği öğrenir ve bir süre eğitim görür. 15 yaşına geldiğinde güzelliğiyle insanlar arasında dikkat çeker. Evin oğlu Celal bey, Dilber'e aşık olur. Dilber de ona aşık olunca, Dilber ile evlenme fikrini ailesiyle paylaşır. Ailesi bir cariyeyle evlenmesinin uygun olmadığını söyleyip, Dilber'i gizlice satar. Celal bey, Dilber'in yokluğuna dayanamayıp rahatsızlanır. Dilber'i alan esirci onu Mısırlı zengin bir tüccara satar. Mısırlı tüccarın hanında bir çok cariye vardır. Tüccar, Dilber'i haremine almak ister. Dilber bunu kabul etmez. Ceza olarak bir yere kapatılır. Harem ağası Cevher, Dilber'e acır ve onu içten içe sever. Ona yapılan zulümlere dayanamadığı için bir gece merdivenle Dilber'i handan kaçırmayı planlar. Dilber'i handan çıkarır. Kendisi de indiği anda merdiven devrilir ve orada yaralanır. Son olarak Dilber'e; "İstanbul biletinle limana git, vapura bin ve istanbula geri dön." der. Dilber, tek başına istanbul'a gidecek cesareti bulamaz, hana geri dönmek istemez. Kendini Nil nehrine bırakıp sular içinde acı dolu hayatına son verir.
