Cevap:Faruk, dürüst, çalışkan ve sabırlı bir öğrenci olarak okuluna devam etmektedir. Faruk, arkadaşları tarafından çok sevilen ve fikirlerine de saygı duyulan biri olmayı başarmıştır. Arkadaşlarına yardım etmesi, sınıftaki diğer sorunlarla ilgilenmesi ve cömert olması herkesin onu sevmesindeki en önemli etkenlerdendi.
Faruk, okulu da çok severdi. Okul yolunda yürümek, ders çalışmak, öğretmenlerle konuşmak, arkadaşlarıyla sosyal faaliyetler yapmak, kitap okumak gibi alışkanlıkları okulu sevdiren durumlardı. Faruk’un aile hayatında bazı zorluklar yaşanırdı. Bunlardan Faruk’u en çok etkileyen ise babasının sürekli olarak ona öfkeli davranmasıydı.
Babasının bu anlamsız öfkelerini bir türlü anlayamamakla birlikte zaman zaman kendi kendine düşünürken babasının zor bir çocukluk yaşadığını ve yalnız büyüdüğünü hatırlayarak kendini avuturdu. Bir gün babası yeniden öfkeli bir şekilde işten döndüğünde Faruk’u televizyon seyrederken görür.
Derslerini bitiren ve biraz dinlenmek için televizyon izleyerek vakit geçirmeyi tercih eden Faruk, gereksiz bir öfke karşısında neye uğradığını şaşırır. Kıpkırmızı olan Faruk, babasına bir şey de diyemiyordu. Babası da işin stresiyle yüksek sesle konuşup bağırmaya başlayınca bir anda fenalaştı.
Evdeki herkes endişelenmeye başladı. Annesi babasına ne var bu kadar öfkelenecek sağlığından olacaksın, biraz sakin olsan ne olurdu diye çıkıştı. Herkes bu durumdan çok korktuğu için uzun süre evde büyük ve derin bir sessizlik oldu.
Açıklama:
