Ey bahtigüzel Şah, işittim ki, balıkçı, ifrite, “Sen beni bağışlamış olsaydın, ben de seni bağışlardım; ama sen
duyan ifrit haykırarak “Allah aşkına ey balıkçı! Bunu yapma! Büyüklük et de beni bağışla! Yaptıklarıma da sakın
ditimümü istediğinden, ben de seni bu küpe hapsedip denize fırlatarak ölüme mahkûm edeceğim" demiş. Bunu
ci
nimden bağışla!' Ve sen balıkçı! Sakın Umâme'nin Atika'ya yaptığını yapma!" demiş. Balıkçı, “Neymiş bu olay?"
kuma! Ben suç işlediysem, sen iyilik et! Atasözleri ne demiştir: 'Kötülük yapma sen, iyilik yap! Kötünün suçunu
atmam gerek! Yalvararak sana başvurduğumda, sana karşı hiçbir suçum, alçakça bir davranışım olmadığı halde
diye sorunca, ifrit, “Şimdi bunu anlatmanın sırası değil, beni küpten çıkarınca, onların başından geçenleri anla-
dinam!" diye yanıtlamış. Balıkçı, “Yo! Seni, oradan çıkmaya hiç imkân bulamayacağın şekilde, kesinlikle, denize
slimümden başka şey düşünmedin; oysa ben sana sadece iyilik etmiştim küpten çıkararak... Bana karşı böyle
davrandığına göre, senin bozuk bir soydan geldiğin anlaşılıyor. Ve de bil ki, senin durumunu, denizden çıkarıp
forlatacaklar ve sen sonsuza kadar (...) orada kalacaksın! demiş. Writ ona yanıt vermiş: “Beni bırak, sana şimdi
seni yeniden kurtaracaklara açıklamadan küpü denize fırlatmayacağım. Böylece onu açmadan tekrar denize
öyküyü anlatacağım; bir daha kötülük de etmeyeceğim; bir de seni sonsuza dek zenginleştirmek için olanak
sağlayacak bir yol göstereceğim." Bunun üzerine balıkçı ona inanmış ve onu özgür bırakırsa, yalnız kendisine
kötülük etmeyeceğini değil, iyilik de edeceğini düşünmüş. Onun iyi niyetine ve vaadine tümden güvenerek ve
kadir-i mutlak Allah üstüne
yemin ettirdikten sonra, küpün kapağını açmış. Küpten tamamen çıkıncaya
padar duman yükselmeye başlamış,
sonra da bu duman yüzü korkunç çirkinlikte bir ifrite dönüşmüş. İfrit küpe
bir tekme vurarak onu denize yuvarlamış. Balıkçı küpün denize
yuvarlandığını görünce, hiç kuşku duymama-
casina mahvolduğuna inanmış; (...
) ve kendi kendine "Bu hiç de hayra alamet değil!" demiş. Sonra
yüreğini
bütün tutmaya çalışarak, “Ey ifrit, yüce Allah Vaadini tut! Çünkü bunun hesabı sorulur" buyurmuştur. Sen bana
yeminle
, ihanet etmeyeceğini vaat ettin. Yeminine sadık kalmazsan Allah seni cezalandırır, onun gazabından
korkulur
, sabırhysa da unutkan değildir. Sana, Hekim Rûyan'ın Kral Yunan'a söylediği, “Beni bağışla ki, Allah da
seni bağışlasın!' deyişini hatırlatırım" demiş. Bu sözleri duyan ifrit gülmeye başlamış;
onun önünden yol alarak,
mil Rallocada venliğinden pek emin olmadan onun ardından yürümeye başlamış: