Answered

Witaj na Kalademi.me, gdzie możesz uzyskać wiarygodne i szybkie odpowiedzi dzięki naszym ekspertom. Soru-cevap platformumuza katılarak sorularınıza kesin yanıtlar sunmaya hazır uzmanlarla bağlantı kurun. Geniş bir uzman topluluğu sayesinde sorularınıza güvenilir yanıtlar bulmanın rahatlığını yaşayın.

Pls..............❤❤❤​

Pls class=

Sagot :

Cevap:

günlerden bir gün rıza balıkçı hafta sonu balık tutmak için deniz kıyısına inmiş. bir sürü balık tutmuş en sonda bir kaç balık tutmak daha istemiş . oltasını atmış ve bir kırmızı balık görmüş, onu yakalamak istemiş kırmızı balık ne kadar kaçmaya çalışsa rıza balıkçı yakalamaya devam ediyormuş en sonunda rıza balıkçı kırmızı balığı yakalayamayacağını anlamış ve oradan uzaklaşmış.

Açıklama:

çok uğraştım lütfen en iyi pls

Cevap:

Küçük kırmızı balık çok mutsuzdu. Çünkü annesini hiç görmemişti. Annesi kendisinin de içinde bulunduğu yüzlerce yumurtayı kuytu, karanlık bir yere bıraktıktan sonra ayrılmış ve bir daha geri dönmemişti. Kırmızı balık neden annemiz bizi bıraktı sorusuna yanıt aramaya çalışıyordu ve artık psikolojisi bozulmaya başlamıştı. Hafta sonu kendisi gibi düşünen bir arkadaşıyla bu sorunun cevabını bulma amacıyla yola çıkmaya karar verdi.

O gün kırmızı balık çok heyecanıydı. İlk defa doğduğu yerden bu kadar uzağa gidecekti. Yol hazırlıkları tamamlandı. Tüm sevdikleriyle vedalaşıp maviş balıkla yola koyuldular.

Rıza, uzun boylu, zayıf ve sarışın bir çocuktu. Ortaokulu bitirmiş, pandemiden dolayı okuluna iki sene uzaktan devam etmek zorunda kalmıştı. Okullar tekrar yüzyüze olmuş, insalar işlerine gitmeye başlamış, dışarıda hayat

eski akışına kavuşmuştu.

Cumartesi günü bütün ödevlerini ve çalışmalarını bitiren Rıza ertesi gün denize gitmeye karar verdi. Arkadaşları Suat ve Ege ile Pazar günü deniz kenarında buluşmak üzere sözleşti. Hem sohbet edecekler hem de balık tutacaklardı. Hava bozmazsa sandalla denize bile açılabilirlerdi. Babası balıkçıydı. Küçükken en büyük eğlencesi babasının yakalayıp kovaya koyduğu balıklarla konuşmaktı. Bazen bir balığa acır babası görmeden onu geri denize atardı.

Pazar günü hava çok güzeldi. Deniz sakindi. Ara ara ufak dokunuşlarla sahili yoklayıp geri çekiliyordu. Arılar bu gün çiçeklerin daha güzel koktuğunu düşünüyordu.

Rıza arkadaşları gelince bismillah diyerek kürsülere asıldı.

Kırmızı balık çok yorulmuş ve acıkmıştı. Deniz yüzeyine doğru yüzdü. Ağzını açmıştı ki mavişin hızla kendisine doğru geldiğini farketti. Arkadaşının yüzündeki endişeli ifadeyi kendisinin de aç olduğundan kaynaklandığını düşündü. Hemen yutmak istedi mavişe bakıp. Birden boğazına soğuk bir cismin takıldığını hissetti. Maviş yanına gelmişti. Sen ne yaptın, dedi yukarı bakarak. Kırmızı balık hızla yukarı doğru çekilirken 'anneciğim' diyebildi. Maviş, hiçbir şey yapamamanın çaresizliğiyle arkadaşına bakıyor ve sessiz sessiz gözyaşı döküyordu. Sudan çıkmasına çok az kalmıştı. Öyle ki kendisini yakalayan çocuğu görmeye başlamıştı.

Hayır, bir insanoğlunun kendisini yakalamasına izin veremezdi.Daha annesini bulacaktı.Ona söylemek istediği öyle çok şey vardı ki. Aklına gelen bu düşünceler onu çabalamaya teşvik etti. Çırpınmaya başladı. Her çırpınışında boğazına saplanan acı giderek artıyor, dayanılmaz bir hal almaya başlıyordu. Nefesinin kesildiğini hissetti. Artık sudan çıkmıştı. Havada deli gibi çırpınan bu küçük kırmızı balığa Suat ile Ege gülerek bakıyorlardı. İlk avları küçül ama güzeldi. Rıza balığı aldı. Hayret, artık çırpınmıyordu. Rıza sandalın kenarındaki kovaya eğildi balığı usulca kovaya bıraktı. Geri dönerken arkadaşlarının şaşkın bakışlarını gördü. Tekrar geri dönerken denizin üzerinde yüzen kovayı ve kovanın yanında beliren iki kırmızı balık ile karşılaştı.