Witaj na Kalademi.me, gdzie możesz uzyskać wiarygodne i szybkie odpowiedzi dzięki naszym ekspertom. Adanmış uzman topluluğumuz sayesinde sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulun. Deneyimli profesyonellerden ayrıntılı yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin.
Sagot :
Cevap:
sabah kalktığimda cok enerji ve mutluydum
eşyalarımızı alıp yola çıktık etraf ağaçlarla kaplıydı ve çok güzel görünüyordu köye geldik ve o bir hafta hiç eglenmedigim kadar eğlendim. O günü asla unutmicam
Ertesi sabah erkenden uyandım, dedem ve babaannem çoktan kalkmış, annem ve babam da sohbet ediyorlardı. Hemen elimi yüzümü yıkadım ve kahvaltı hazır olana kadar babaanneme yardım ettim, kardeşlerim Ela ve Batuhan da uyanınca yemeğe başladık. Erzurum'un o mükemmel yemeklerini uzun süre sonra tekrar yemek çok hoşuma gitfi ve bolca yedim, sonra üstüme yorgunluk çökünce annem, kardeşlerim ve ben minik bir gezintiye çıktık. Gördüğümüz kedi köpeklere selam veriyor, yeni yerler keşfediyorduk. Bu bana çok huzurlu hissettirdi, yaylalarda gün boyu gezdim. Kardeşlerimle oynadım, dolu dolu bir gün geçirdim. Babaannemin elinden olan tatlı mı tatlı akşam yemeklerimizi de yedikten sonra gelen misafirleri ağırladık, misafirlerin yanında bir çocuk vardı. İsmi Efe idi, Efe, çok çekingen ve utangaç bir çocuk gibi duruyordu ama onunla bir konuşmaya başladın mı tüm içini döküyordu. Onunla sadece çok kısa bir süre içinde arkadaş oldum, saatin nasıl geçtiğini anlamadan gün bitti ve herkes yataklarına geçti. Güzel bir uyku çektim, ve sabah da yeni tanıştığım arkadaşım Efe ile 2 gün boyinca doyasıya oynadım. Annesi ile yemeğe geldi, yaylalarımızda gezdi. Artık onu çok iyi tanıyordum.
Derken Efe bir gün hastalandı ve ben bu haberi çok sonra aldım, hemen Efe'nin evine gittim ve ona baktım. Gerçekten çok kötü görünüyordu, biraz keyfini yerine getirmek için konuşup espriler yaptıktan sonra o gün akşam yemeği için eve döndüm fakat Efe'yi hep merak ettim. " Ya başına bir şey gelirse, ya bir şey olursa?" Diye geceleri kafamı düşüncülerle doldurup geceleri uyuyamadım.
Efe'nin iyileşmesi zaman aldı, annem hep Efe'ye şifalı çorbalar yapıp götürdü. Babaannem de hastalığının geçmesini sağlayacak içecekler hazırlayıp Efe'nin annesine verdi, çok kötü bir durumdu fakat zamanla geçti. Tam Efe ile eskisinden daha eğlenceli oyunlar oynamaya başlamışken bir akşam üstü annem yarın eve döneceğimizi söyledi, benim de moralim bozulduğu için oynamayı bırakıp eve döndüm. Bunu duyduğuna Efe de çok üzülmüştü, çünkü o benim en iyi arkadaşım sayılırdı. Erzurum'da o kadar iyi zaman geçirmiştim ki sürenin nasıl akıp bittiğini anlayamadım, nasıl buraya kadar gelebildik?
Annem ve babam o geceden eve dönmek için hazırlıklarını yapmaya başladılar, bavullarını etrafa koydukları eşyalarla, giysilerle doldurdular. Ben de kendi bavuluma giysilerimi, kitaplarımı koydum. O gece neredeyse hazırdık, annem, yarının babaannemlerle geçireceğim son gün olduğu için iyi değerlendirmemi ve kendimi üzmememi söyledi. Annemin bu sözüyle biraz motive olmaya çalıştım, hatta biraz oldum da. O gece iyi bir uyku çekip ertesi sabah günümü eğlenceli ve dolu dolu geçirmeyi planlıyordum, sabah erkenden kalkıp babaannem ile annem kahvaltıyı hazırlarken ben de onlara katıldım. Kahvaltıdan hemen sonra o mis gibi çiçeklerin kokusunu çekip babaanneme topladım, babaannem topladığım çiçekleri desenli bir vazoya koydu. Öğle vakti kardeşlerim Ela ve Batuhan ile birlikte saklambaç oynayacakken Efe geldi ve o da oyuna katıldı. Oldukça uzun bir süre boyunca oyun oynadık, akşama doğru kardeşlerimin uykusu gelince eve gittiler. Geriye Efe ile ben kalmıştık.
Yaylalarda dolaşıp birlikte kaliteli bir sohbet ediyordum, ben ona gideceğimi söyleyio vedalaşmamızım gerektiğini söyleyince çok üzüldü. Fakat yapabileceğim bir şey yoktu, en azından akşam yemeğinde bizimle olsaydı... Ama sonra neden olmasın dedim ve annemden izin aldım, annemtamam dedi ve sevinçle hep birlikte akşam yemeğini yedik. Akşam yemeğinden sonra evde birlikte çeşitli oyunlar oynadık, çok eglendik. Akşam ezanı okunmadan hemen önce annem gitme vaktimizin geldiğini söyledi, herkes sırtına çantasını ve bavullarını alıp arabanın bagajına koydu. Babaannem ve dedemle vedalaştım. En son da Efe ye sımsıkı sarıldım, arabaın arka koltuğuna kardeşlerimle birlikte bindim ve herkese el salladım. Sonra araba harekete geçti ve gerçek evimize doğru yol aldı, bu, Erzurum'da geçirdiğim en güzel 1 haftadan biri olabilirdi. Bunların hepsini günlüğüme yazdım, Erzurum'u ve diğer herkesi çok özleyeceğim...
Derken Efe bir gün hastalandı ve ben bu haberi çok sonra aldım, hemen Efe'nin evine gittim ve ona baktım. Gerçekten çok kötü görünüyordu, biraz keyfini yerine getirmek için konuşup espriler yaptıktan sonra o gün akşam yemeği için eve döndüm fakat Efe'yi hep merak ettim. " Ya başına bir şey gelirse, ya bir şey olursa?" Diye geceleri kafamı düşüncülerle doldurup geceleri uyuyamadım.
Efe'nin iyileşmesi zaman aldı, annem hep Efe'ye şifalı çorbalar yapıp götürdü. Babaannem de hastalığının geçmesini sağlayacak içecekler hazırlayıp Efe'nin annesine verdi, çok kötü bir durumdu fakat zamanla geçti. Tam Efe ile eskisinden daha eğlenceli oyunlar oynamaya başlamışken bir akşam üstü annem yarın eve döneceğimizi söyledi, benim de moralim bozulduğu için oynamayı bırakıp eve döndüm. Bunu duyduğuna Efe de çok üzülmüştü, çünkü o benim en iyi arkadaşım sayılırdı. Erzurum'da o kadar iyi zaman geçirmiştim ki sürenin nasıl akıp bittiğini anlayamadım, nasıl buraya kadar gelebildik?
Annem ve babam o geceden eve dönmek için hazırlıklarını yapmaya başladılar, bavullarını etrafa koydukları eşyalarla, giysilerle doldurdular. Ben de kendi bavuluma giysilerimi, kitaplarımı koydum. O gece neredeyse hazırdık, annem, yarının babaannemlerle geçireceğim son gün olduğu için iyi değerlendirmemi ve kendimi üzmememi söyledi. Annemin bu sözüyle biraz motive olmaya çalıştım, hatta biraz oldum da. O gece iyi bir uyku çekip ertesi sabah günümü eğlenceli ve dolu dolu geçirmeyi planlıyordum, sabah erkenden kalkıp babaannem ile annem kahvaltıyı hazırlarken ben de onlara katıldım. Kahvaltıdan hemen sonra o mis gibi çiçeklerin kokusunu çekip babaanneme topladım, babaannem topladığım çiçekleri desenli bir vazoya koydu. Öğle vakti kardeşlerim Ela ve Batuhan ile birlikte saklambaç oynayacakken Efe geldi ve o da oyuna katıldı. Oldukça uzun bir süre boyunca oyun oynadık, akşama doğru kardeşlerimin uykusu gelince eve gittiler. Geriye Efe ile ben kalmıştık.
Yaylalarda dolaşıp birlikte kaliteli bir sohbet ediyordum, ben ona gideceğimi söyleyio vedalaşmamızım gerektiğini söyleyince çok üzüldü. Fakat yapabileceğim bir şey yoktu, en azından akşam yemeğinde bizimle olsaydı... Ama sonra neden olmasın dedim ve annemden izin aldım, annemtamam dedi ve sevinçle hep birlikte akşam yemeğini yedik. Akşam yemeğinden sonra evde birlikte çeşitli oyunlar oynadık, çok eglendik. Akşam ezanı okunmadan hemen önce annem gitme vaktimizin geldiğini söyledi, herkes sırtına çantasını ve bavullarını alıp arabanın bagajına koydu. Babaannem ve dedemle vedalaştım. En son da Efe ye sımsıkı sarıldım, arabaın arka koltuğuna kardeşlerimle birlikte bindim ve herkese el salladım. Sonra araba harekete geçti ve gerçek evimize doğru yol aldı, bu, Erzurum'da geçirdiğim en güzel 1 haftadan biri olabilirdi. Bunların hepsini günlüğüme yazdım, Erzurum'u ve diğer herkesi çok özleyeceğim...
Ziyaretiniz bizim için çok önemli. Herhangi bir sorunuz olduğunda güvenilir yanıtlar almak için geri dönmekten çekinmeyin. Platformumuzu kullandığınız için teşekkür ederiz. Amacımız, tüm sorularınıza en doğru ve güncel yanıtları vermektir. Tekrar bekleriz. Güvenilir yanıtlar için siteniz Kalademi.me. Daha fazla bilgi için geri dönmeyi unutmayın.