Kalademi.me'ya hoş geldiniz, sorularınızın uzmanlar ve deneyimli topluluk üyeleri tarafından yanıtlandığı yer. Farklı alanlardaki profesyonellerin geniş bilgi birikimini keşfetmek için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın. Sorularınıza hemen güvenilir yanıtlar bulmak için deneyimli uzman topluluğumuzdan faydalanın.

Atatürk'ün anıları kısaca nelerdir? Yazınız.

Sagot :

Cevap:

Düşmanı Denize Dökmek!

Mustafa Kemal o gece, yakınlarından birkaç kişiyle Ankara dışında bir yerde yemek yemişti. Ayrılırken ellerini omuzlarına atarak: “Saldırıya başlamak için şimdi doğru cepheye gidiyorum.” demiştir. İçlerinden biri şaşkınlıkla “Paşam ya başaramazsanız?”diye sormuştur. Bunun üzerine Mustafa Kemal “Ne demek istiyorsun? Saldırının başlangıcından on dört gün sonra Yunanlıları denize dökmüş olacağım.” demiştir.

Zübeyde Hanım’ın Nasihati

Annesine, elini öpüp vedalaşırken, bir çay ziyafetine gittiğini söylemişti. Zübeyde Hanım onun üniformasına, çizmelerine bir göz attıktan sonra: “Bu çay ziyafeti değil.” demiştir. Mustafa Kemal onu yatıştırarak yanından ayrılmıştı. Annesi daha sonra bölge komutanına telefon ederek, nerede olduğunu sormuş ve kendisine çay ziyafetinde olduğu söylenmiştir.

Zübeyde Hanım “Hayır, biliyorum savaşa gitti.”demiş ve oğluna bir mektup yazmıştır. “Oğlum seni bekledim. Gelmedin. Çaya gittiğini söylemiştin bana. Ama cepheye gittiğini biliyorum. Senin için dua ettiğimi bilmeni isterim. Savaşı kazanmadan sakın gelme.”

bu ikisi yeter umarım

Merhaba

1.Günlerden bir gün beden eğitim dersinde koşu yarışması düzenlenmiş. İki tur sürecek yarışa önde başlayan Atatürk, ilk turu önde tamamlamış ve ikinci tura başlamış. Tam hızla koşarken yolun kenarında bir kuş yavrusu görmüş. Onun tehlikede olduğunu düşünüp, yarışı bırakmış ve onu eline alıp yürümeye başlamış

İngilizler Çanakkale'de Anafartalar Grubu'nu mağlup edip de cepheyi sökemeyince, yeni bir harekete giriştiler ve bu cepheyi sağdan çevirmek istediler. Düşmanın planını bozmak için Kireç Tepe'yi tutmak lazımdı. Halbuki oraya giden tek bir dar yol savaş gemileri tarafından makaslama ateş altına tutuluyordu. Her an gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyor, ölüm saçıyordu. Bir insanın değil, bir kurdun bile geçmesine imkan görülmüyordu. Kireç Tepe'yi tutmak emrini alan Türk subay ve askeri tereddüt içindeydiler; fırsat gözetiyorlardı. Fakat düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu. Mustafa Kemal bu hali görünce siperlere koştu,askerin arasına karıştı ve sordu:

''Niçin geçmiyorsunuz ? '' İçlerinden biri cevap verdi:

''Düşman ölüm saçıyor, geçilmez !'' Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden:

''Oradan böyle geçilir!'' dedi ve ileri fırladı.Mehmetçik artık durur mu ? O da kumandanının arkasından ileri atıldı. Toz, duman, alev ve ölüm kasırgasını yaran askerler karşıya vardılar, tepeyi tuttular.

Umarım yardımcı olabilmişimdir.

İYİ DERSLER