Mikrodalga fırınların dış görünüşleri, klasik mini fırınlara veya turbo fırınlara benzer. Fakat iç yapıları, çalışma prensipleri ve pişirme yöntemleri tamamen farklıdır. Klasik fırınlarda (gazlı veya rezistanslı) önce fırının içerisindeki hava ısıtılır ve yiyecekler ısınan havanın ısı iletim yolu ile pişirilir. Mikrodalga fırınlarda ön ısıtmaya gerek yoktur. Enerji sadece pişirme sırasında harcanır. Yemek pişirme süresi diğer fırınların pişirme süresinin üçte biri kadardır. Dolayısıyla enerjiden ve zamandan tasarruf edilmiş olunur. Mikrodalga pişirme, ocakta pişirmeye yani kaynatmaya ya da ısıtmaya çok benzer. Fırında pişirmeye pek benzemez. Mikrodalga pişirme, yemeği sulu pişirme şeklindedir. Yiyecekleri kızartmak ya da gevretmek için uygun değildir. Mikrodalga fırına ilave olarak fırınının içinde üst kısma bir rezistans ısıtıcı ilave edilerek kızartma da yapılmaktadır.Mikrodalga fırınları içerisinde bulundurdukları radyo dalgaları etraflarında bulunan metaller aracılığıyla donatılmıştır. Yüksek mühendis becerilerini gerektirmekte olan mikrodalga fırının üretilmesi Magnetron adı verdiğimiz özel dalgalar sayesinde gelişim göstermiştir. Magnetron sistemi mikrodalga fırınlarda bulunan elektron yüklü artı eksi parçacıkların gerekli ısı kontrolüne geldikten sonra bulundukları yerden alınarak boş bulunan bölüme yani kasa içerisine bırakmaktadır. Buda parçaların mıknatıslar aracılığıyla döndürülerek girdap şeklinde oluşturmuş oldukları boşluğa yemeğin pişirmesi için radyo dalgalarını göndermektedir. Mikrodalga fırınların ortaya çıkmasındaki fikir ise askeri radarların bir şekerin ısıtması sonucunda fark edilmesiyle üretime geçilmiştir. Bu konu oldukça spekülatif olabiliyor. Bu alanda yazılan yazıları taradık. Ne yazık ki ortak bir bildiri yok. Bazı makalelerde bir değişime sebep olmadığı için zararlı olmadığından bahsediyor. Diğer bir makale de ise yaydığı dalgaların ürünleri değiştirebildiğini ve bu sebeple vücuda zararı dokunabileceğini belirtiyor. Bu alanda bilgileri öğrendikçe, burayı güncelleyeceğiz.
