Kalademi.me, tüm sorularınıza uzmanların yardımıyla yanıt bulmanız için burada. Soru-cevap platformumuza katılarak sorularınıza kesin yanıtlar sunmaya hazır uzmanlarla bağlantı kurun. Adanmış uzman topluluğumuzdan sorularınıza ayrıntılı ve net yanıtlar alın.

Hac ve umre ibadetleri ile ilgili 10 tane ayet ve 10 tane hadis
[ne çok kısa ne de çok uzun olmasın lütfen]
Acil.


Sagot :

SELAM ヾ(≧▽≦*)o

HAC İLE İLGİLİ AYETLER

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:

“İnsanlar için yeryüzünde kurulan ilk ev (mabed), Mekke’de bulunan mübarek ve âlemler için hidayet kaynağı olan Kâbe’dir. Orada apaçık deliller, İbrahim’in makamı vardır. Kim oraya girerse güvende olur. Oraya gitmeye gücü yeten herkesin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır” [3] “İbrahim şöyle dedi: Ey Rabbim! Bu beldeyi güvenli kıl.” [4] “Biz Kâbe’yi insanlar için bir toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık” [5] “Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak, her şeyin ürün­lerinin toplanıp getirildiği, kutsal, güvenli bir yere (Mekke’ye) yerleştirmedik mi?” [6] “Çevrelerinde, insanlar kaçırılıp götürülürken, bizim (Mekke’yi) kutsal, güvenli bir yer yaptığımızı görmediler mi?”[7]

HAC İLE İLGİLİ HADİSLER

Hadislerde şöyle buyurulur:

“Hac menâsikini benden alın, benden gördüğünüz gibi yapın.” [8]

Allah Elçisi’ne hangi amelin daha faziletli olduğu sorulunca: “Allah’a ve Rasûlü’ne iman, sonra Allah yolunda cihad ve sonra mebrûr hac” [9] cevabını vermiştir.

“Umre, ikinci bir umreye kadar olan günahlara kefârettir. Mebrûr haccın karşılığı ise ancak cennettir.” [10] Mebrûr hac, kendisine günah karışmayan, eksiksiz olarak ifa edilen ve Cenâb-ı Hak tarafından kabul edilen hac demektir. Başka bir hadiste hac ve umrenin fazileti şöyle belirtilir:

“Hac ve umre yapanlar Allah’ın misafirleridir. O’ndan birşey isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse onları affeder” [11]

Şevkânî (ö.1255/1839) amellerin fazileti ile ilgili birbirinden farklı olan hadisleri, Hz. Peygamber’e soru soran muhatabın durumuna göre verilmiş cevaplar olarak değerlendirir.[12] İmam Mâlik’e (ö.179/795) göre, farz hattâ nâfile hac, düşmanla savaşmaktan daha faziletlidir. Ancak düşman korkusu olursa, savaşmak nâfile hacdan önde gelir.[13]

Hac, kişiyi günahlarından arındırır. Hadiste şöyle buyurulmuştur: “Kim Allah için hacceder de (bu sırada) kötü söz ve fiillerden ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, (kul hakkı dışında) annesinin onu doğurduğu gündeki gibi (hacdan) döner.” [14] Kâdî Iyâz (ö.544/1149) şöyle demiştir: Ehli sünnet âlimleri, haccın büyük günâhlara, ancak tevbe edilirse kefâret olacağı konusunda görüş birliği içindedirler. Nitekim namaz ve zekât gibi Allah’a âit veya para borcu gibi kula âit bir borcun düştüğünü söyleyen bilgin yoktur. Kul hakları zimmette borç olarak devam eder. Allah Teâlâ kıyamet günü hak sahiplerini, haklarını almak üzere toplar. Ancak Cenâb-ı Hakk’ın bu hak sahiplerine vereceği birtakım nimetlerle onları razı etmesi ve bir ikram olmak üzere borçlulara müsâmaha göstermesi de mümkündür.[15]

Hac ibadeti, dünyanın çeşitli yörelerinden ırk, renk, dil ve ülke ayırımı gözetilmeksizin, milyonlarca müslümanı bir araya getirir. Tanışıp, görüşmelerini sağlar. Ticaret, iktisat, kültür ve ortak düşmana karşı tavır konularında fikir alış verişine ve yardımlaşmalarına zemin hazırlar.

Hac, inananların bir çeşit güç gösterisidir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan mü’minler arasında kardeşlik bağlarını güçlendirir. İnsanlar, gerçekten eşit olduklarını birlikte yaşayarak gösterirler. Arap olanla olmayanın, beyazla siyahın takvâ dışında bir üstünlüğünün bulunmadığı inancı vicdanlara yerleşir.

Açıklama: