Witaj na Kalademi.me, gdzie możesz uzyskać szybkie i dokładne odpowiedzi dzięki pomocy ekspertów. Farklı alanlardaki profesyonellerden kapsamlı çözümler bulmak için platformumuzu kullanın. Adanmış uzman topluluğumuzdan sorularınıza ayrıntılı ve net yanıtlar alın.
Sagot :
Yaklaşık 1,5 kg ağırlığında, sert bir kafatasıyla çevrilerek koruma altına alınmış, oldukça kıvrımlı yapısıyla tüm düşüncelerimizi, tüm duyularımızi, hormonların da dahil olmasıyla tüm duygularımızı da yöneten eşsiz varlığımız: Beyin. O kadar küçük bir alanda o kadar devasa işler yaparki yıllardır üzerinde yapılan çalışmalar hala çok küçük bir kısmını anlamaya yetmiş vaziyette. Parça parça incelendiğinde kendisini var eden biyolojik varlığından ve nöronlar arasında kurulan sinaptik bağlardan mevcutmus gibi görünse de bütüncül bir bakış açısıyla incelendiğinde kurduğu inanılmaz iletişim ağından, bellek vasitasiyla geçmişi kaydederek geleceğimizi şekillendiren bilinç kavramıyla karşımıza çıkan en değerli parçamız. Kıvrımlarında ki ufacık değişimlerin bile bedenimizde, psikolojimizde, aldığimız kararlarda etkisi büyük.
Kitapta beyin üzerine yapılan çalışmalar vasıtasıyla hangi noktada olduğumuzu ve birçok çalışmanın sonuçlarını paylaşmış bizlerle David Eagleman. Yaşamış örnekler üzerinden beynin hiç şahit olmadığımız fonksiyon ve çalışma yapısını anlatmaya çalışmış. Beynimizde oluşabilecek bir tümörün oluştuğu merkezi etkisi altına alarak bizi hiç olmadığımız birine dönüştürebileceği mesela. Bu durum davranışlarımız ve karakterimiz üzerine düşünmeye itiyor bizleri.
Yaşadığımız deneyimler beynimizi nasıl değiştirir ve bizleri nasıl dönüştürür ? Duyularimizla algıladığımız her şey aslında beynimizin içinde olup biten şeyler olabilir mi? Gerçekliğin rengi, tadı, kokusu var mıdır yoksa bunlar tamamen beynimizin ürünü mü? Beynin aileden, toplumdan, çevreden, koşullardan, deneyimlerden elde ederek çizdiği yörüngeye göre mi karar alıyoruz, eğer öyleyse bu kararları alan aslında biz olur muyuz? Bu ve bunun gibi bir sürü soru ve bu soruların bazıları için araştırmacıların cevap ve yorumlarıni bu kitapta bulacak, ama bazıları için cevap bulamayacaksınız. Çünkü beyin ve bilinç ile ilgili pek çok şey hala meçhul.
Kitabın son bölümlerinde beyin ile ilgili arastirmalarin teknolojik gelişmelerle birlikte yeni kapılar açma ihtimali üzerinde durulmuş. Halihazırda kullanilan işitme ve görme cihazları, felçli hastaların kullandıkları mekanik kol ve bacaklar beyne gönderilen sinyalleri beynin yorumlaması uzerine kurulu. Beyin kendisine gelen elektriksel bir sinyalin nereden geldiğini pek de umursamiyor gibi görünüyor ve hızlıca uyum da sağlıyor. İşte bu gelişmelerden yola çıkarak daha sağlam bedenli insanlar üretmek, ölen insanların beyin verilerini kopyalayarak mekanik bedenlerde hayat bulmalarını sağlamak gibi düşünceler gelecek için hayali kurulan şeyler. O kadar ki şimdiden bu iş için ölünce bedenlerinin dondurularak saklanmasına izin veren insanlar var, gelecekte yeniden diriltilme umuduyla. Bu amaclar çılgınca gelse de şimdiye kadar yapılanlar da 100 yıl öncesi için çılgınca fikirlerdi.
Makinalarda bilinç ve duygu oluşturmak çağımızın ilk hedeflerinden biri gibi görünüyor. Ama bunun için gerekli insan bilincinin tanınması ve tanımlanması şart görünüyor. Kitapta bu süreçle ilgili yapılan çalışmalara da yer verilmiş.
David Eagleman’ın “İncognito“ – “Beynin Gizli Hayatı” isimli kitabının özetini sizler ile paylaşmış idik. Tekrar bir göz atmak isterseniz www.ozetkitap.com sitemizden okuyabilir ve / veya indirebilirsiniz.
Şimde de “The Brain: The Story Of You” – “Beyin: Senin Hikâyen” adlı 2016 baskısı kitabının özetini paylaşıyoruz. İki kitapta muhteşem ve de birlikte okunması son derece yararlı.
Tıpkı; “Tüfek, Mikrop, Çelik“ ve “Sapiens”in birlikte okunması gerektiği gibi.
Tıpkı; “Lexus ve Zeytin Ağacı“ ile “Dünya Düzdür”ün birlikte okunması gerektiği gibi.
“Beyin: Senin Hikayen“ ile en son Sn. Müftüoğlu Hürriyet’teki köşesinde çok geniş bir paylaşımda bulununca özet aciliyet kazandı. Zevk ile okuyacağınızdan eminim.
Bu özete emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımızı sunuyorum.
En içten sevgi ve saygılarımla;
Uğur Yüce
GİRİŞ
Beyin bilimi önemlidir.
Kafatasının içinde bulunan tuhaf bilgisayımsal malzeme, dünyada yolumuzu
bulurken yararlandığımız
algısal düzeneğin,
kararlarımızı oluşturan ya
da hayal gücümüze kaynak olan maddenin ta kendisidir. Hem düşlerimize hem de günlük yaşantımıza biçim veren,
beynin birbirleriyle sürekli i1etişim halindeki milyarlarca hücresidir.
Beyinle ilgili daha sağlam bir kavrayış ise, kişisel ilişkilerimiz ve toplumsal
ilkelerimizin merkezindeki değer
yargılarımıza ve buna paralel olarak nasıl mücadele ettiğimiz, birilerini neden
sevdiğimiz, doğru kabul ettiklerimiz, eğitim anlayışımız, daha iyi bir
toplumsal politikayı nasıl biçimlendireceğimiz gibi konulara ışık tutar. Türümüzün tarihi ve geleceği, -beynin mikroskobik ölçekteki devrelerine kazınmıştır.
Beynin, yaşamımızda oynadığı merkezi rolden yola
çıkarak, toplumun beyin hakkında neden bu kadar az konuştuğunu, neden onun yerine
yayın organlarını ünlülerle ilgili dedikodular-ve reality show‘larla
doldurmayı yeğlediğini merak edip dururdum.
Ama artık beyinle ilgili bu kayıtsızlığın, bir ihmalden çok bir ipucu olarak ele alınabileceğini düşünüyorum: Kendi gerçekliğimiz içine öylesine
hapsolmuş durumdayız
ki, tutsaklığımızın
farkına varmamız bile son derece güçleşmiş durumda.
İlk bakışta, üzerinde
konuşacak şey varmış gibi görünmüyor
gerçekten de… Dış dünyada
renkler elbette var. Belleğim
elbette bir video kamera gibi işliyor. İnançlarımın gerçek
nedenlerini elbette biliyorum.
Kitabın sayfalarında, işte bütün bu
varsayımlarımıza ışık
tutmayı hedefledim. Kitabı yazarken gözettiğim nokta ise, daha derin
bir sorgulama düzeyini yakalayabilmek adına, ders kitabı kalıplarının dışına çıkmak oldu.
Bu proje bir anlamda,
akademik literatür ile, beyin sahibi canlılar olarak sürdürdüğümüz yaşam arasında bir bağ kurma çabasıdır.
Milyarlarca beyin hücresi
ve birbirleriyle kurdukları trilyonlarca bağlantıdan oluşan sonsuz
yoğunluktaki
bu ağın
içinde, görmeyi belki de hiç beklemediğiniz bir şeyi
bulabileceğinizi
umuyorum: KENDİNİZİ!
BEN KİMİM?
Nöral açıdan bakıldığında kim olduğunuz, nerede bulunmuş ve neler yapmış olduğunuza bağlıdır. Beyniniz yorulmak
bilmeden biçim değiştirir ve sahip olduğu devreler sistemini
sürekli olarak yeniden kurar. Deneyimleriniz benzersiz olduğundan, beyninizdeki nöral ağların içerdiği geniş ve ayrıntılı örüntüler
de benzersizdir. Beyniniz yaşamınız
boyunca değişmeye devam edeceğinden, kimliğiniz
Ziyaretiniz için teşekkür ederiz. İhtiyacınız olan en iyi bilgileri sunmayı taahhüt ediyoruz. Daha fazla bilgi için geri dönün. Hizmetimizi kullandığınız için teşekkür ederiz. Tüm sorularınıza doğru ve güncel yanıtlar vermek için her zaman buradayız. Uzmanlarımızdan daha fazla bilgi ve yanıt almak için Kalademi.me'ye geri dönün.