Kalademi.me, tüm sorularınıza uzmanların yardımıyla yanıt bulmanız için burada. Adanmış uzman topluluğumuzun yardımıyla sorularınıza hızlı ve güvenilir yanıtlar bulun. Geniş bir uzman topluluğu sayesinde sorularınıza güvenilir yanıtlar bulmanın rahatlığını yaşayın.
Sagot :
Cevap:
İsmail, denizlerde ömrünü geçirmiş yalnız ve kimsesiz bir adam. . Okyanusun çılgın sarsıntılarına alışmıştı o. . Ama bu sefer istediği iş biraz daha farklıydı.
Balina avcılığı yapmak istiyordu.
Bedford ‘da kaldığı akşam bir handa konaklamayı düşünen İsmail, harabe bir handa bir oda bulabilmişti ama o odayı da başka bir adamla paylaşmak zorundaydı. Karanlığı içinde aynı yatakta uyuduğu adamı görmeyen İsmail, mumun vurduğu gölgelerle birlikte yüzünde ilginç desenler olan cüsseli bir adam gördüğünde korkup çığlığı basmıştı. Bir tek İsmail değil. Tüm yüzünde ilginç çizgiler olan adamı yani Queequeg’i gördüğünde aynı tepkiyi veriyordu. Queequeg artık bu tepkilere alışmıştı. O yüzden sessizce yatağın bir ucuna kıvrılmıştı. İsmail ise tüm gece korkudan zar zor uykuya dalabilmişti.
Ertesi gün olduğunda İsmail son günlerini şehirde dolaşarak geçirmek istediğinden ilk iş olarak bir kiliseye gitmişti. Ve gittiği kilise de Queequeg’de görünce çok şaşırmıştı. Queequeg’nın böyle bir adam olduğunu tahmin etmemişti ama İsmail’i han sahibi de uyarmıştı, onun çok iyi yürekli ve şefkatli bir adam olduğu konusunda.
Hana tekrar döndüğünde Queequeg’ı şömine başında kitap okurken bulmuştu. Yanına gidip ilk olarak dün gece hakkında özür diledikten sonra bir sohbet başlatmıştı. Queequeg’a okuma yazma biliyor musun diye sorduğunda Queequeg bilmediğini belirtince ona kitabı bile okumuştu İsmail. Ve Queequeg ile doğan arkadaşlıkları buradan itibaren başlayıp çok sıkı fıkı olmuşlardı.
Nitekim artık gemide iş bulma vakitleri gelmişti ve İsmail Queequeg’da yanına alarak aynı gemide çalışmak için iş aramaya koyulmuşlardı. Bir tane anlaşabilecekleri gemi bulduklarında etraflarda sırlar kol geziyordu.
Gemiye bindikleri andan itibaren hiç geminin asıl kaptanını görememişlerdi. Ya ikinci kaptan Starbuck, üçüncü kaptan Stubb ya da dördüncü kaptan Flask var.
İsmail denize açıldıktan çok daha sonra görebilmişti. Kaptan Ahab’ın bir bacağı yoktu. Ve o da okyanusların efsanesi Moby Dick yüzünden olmuştu. Gemi ile açılmalarının afta sebebiydi balina yakalamak. Asıl amaç Kaptan Ahab’ın saplantılı olduğu Moby Dick’i öldürmekti. Ve ortaya çok büyük bir para ödülü koyduğundan İkinci kaptan Starbuck haricinde kimse itiraz etmemişti. Hepsi bir intikam uğruna okyanusların efsanesi olan Moby Dick’in peşine takılıp canlarından vazgeçmişlerdi.
İsmail’de onların arasındaydı. Kaptan Ahab düşünceliydi. Moby Dick’in nerede olduğunu düşünmekten ne bir şey yiyordu ne de içiyordu. Birkaç kez de görmüştü hemen kayıklara atlayıp Moby Dick’in peşine düşüyorlardı ama o koskocaman balinayı bir türlü kimse yakalayamıyordu. Arada birkaç tane balina yakalamışlardı ama onun haricinde tek odaklandıkları şey Moby Dick’di.
Bu olayların yanı sıra bir gün Queequeg çok hastalanmıştı. Herkes onun öleceğini biliyordu. Hatta gemicilere özel tabutlardan bile yaptırılmıştı isteği üzerine ama Queequeg ölmemişti. Aksine bir anda hızlıca iyileşmeye başlamıştı.
Kaptan Ahab okyanus’ta karşılaştığı herkese Moby Dick’i soruyordu ama diğer gemilerin kaptanlarının dediği tek bir şey vardı. ‘O balinayı gördüğünüzde kaçın’. Nitekim son karşılaşmalarında herkes ölmüştü. Bir tek İsmail sağ çıkabilmişti. O da Queequeg’nın ölümü için hazırlanan tabut sayesindeydi. Ve herkes Kaptan Ahab’ın karşı konulmaz kin, öfke ve intikam duygusu yüzünden canlarını vahşi bir şekilde kaybetmişlerdi.
.
Ziyaretinizi takdir ediyoruz. Platformumuz her zaman doğru ve güvenilir yanıtlar sunmak için burada. İstediğiniz zaman geri dönün. Ziyaretiniz için teşekkür ederiz. Amacımız, tüm bilgi ihtiyaçlarınız için en doğru yanıtları sunmaktır. Yakında tekrar görüşmek üzere. Kalademi.me'yi kullandığınız için teşekkür ederiz. Uzmanlarımızdan daha fazla bilgi için geri dönün.