Kalademi.me to idealne miejsce, aby uzyskać szybkie i dokładne odpowiedzi na wszystkie swoje pytania. Soru-cevap platformumuz, deneyimli profesyonellerden güvenilir yanıtlar bulmanız için sürekli bir deneyim sunar. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin.
Sagot :
Cevap:
Kate ' s drums
Kate has a new set of drums. She likes playing the drums. She practices playing the drums all the time.
Her parents tell her, “Kate, we are happy that you like the drums, but you can’t play the drums all the time. There are other people on the floor, in the building and neighbourhood. There are other people in the neighborhood. And they all want to sleep sometimes!
Kate listens to them. She says she understands, but she doesn’t stop doing it. She practices playing the drums all the time!
Her parents complain, her sister complains, the neighbors complain. Even the cat complains!
“Ok, ok!” Kate says, “I will be a good girl. I will do it more quietly.”
But this doesn’t help much. No one can work, no one can rest, and no one can sleep.
One day Kate comes home and sees her parents and her sister in the living room. She sees new things: a guitar, a trumpet, and a piano. Kate is very surprised! “Wow!” she says, “What is this?”
“Well,” her father answers, “we see that we can’t beat you, so we decide to join you
Kate’in Bate
Açıklama:
iyi dersler en iyi secermisin
The Broken Horse
Tina was a 6 years old cute girl. She is very fond of wooden toys, especially she had a beautiful wood horse gifted by her uncle when she was 2 years old. The wooden horse has been her close pal and her pet. She has a 9 years old brother. She went on a vacation to a nature resort in the woods with her family. She carried the wooden horse with her. She enjoyed her holiday with her family in the woods. While she was packing things with her brother as they planned to return home, the wooden horse fell down and one of the legs was broken. Tina was too sad and silently cried for her horse. She was very upset. They packed all things and left the woods. The entire family tried to cheer up the sweet little girl, but Tina was so silent, very upset. Tina’s brother tried to console her a lot.
They had a break for lunch and Tina refused to eat. Her momma requested her to eat food, she ate a very little amount of food. While others were eating, she sat quietly in their car. Her brother came to her and kissed her cheek, told her,
“Tina dear, don’t worry, don’t get upset dear. It is only a wooden toy. The horse doesn’t have a life like us and it is just a lifeless thing. Don’t be so sad about the broken leg. Even if the horse loses its tail, it won’t be hurting the horse. Even if all four legs are broken, the wooden horse remains the same. Even if the horse loses its head, it won’t be painful. I will buy a new wood horse for you!”
Tina replied, “You think it doesn’t matter that a leg of my pet toy was broken?”
Her brother replied, “Yes dear!”
Tina replied, “Yes brother, you are right. It won’t be a major issue for you even if the horse is broken into pieces at this age. But if you are in my age, if you had a pet like I had, you will feel how painful it would be to even if a small part of the horse is broken!’
Her brother left silently.
Türkçesi – Kırık At
Tina 6 yaşında sevimli bir kızdı. Tahta oyuncaklara çok düşkündü, özellikle 2 yaşındayken amcası tarafından hediye edilen güzel bir tahta atı vardı. Tahta at, onun yakın arkadaşı ve evcil hayvanı olmuştu. 9 yaşında bir abisi vardı. Ailesiyle birlikte ormanda bir doğa tesisine tatile gitti. Tahta atı yanında taşıdı. Tatilinde ailesiyle birlikte ormanda eğlendi. Eve dönmeyi planladıkları üzere kardeşi ile eşyaları toplarken tahtadan at düşmüştü ve bacaklarından biri kırılmıştı. Tina çok üzüldü ve sessizce atı için ağladı.
Çok mutsuzdu. Her şeyi topladılar ve ormandan ayrıldılar. Bütün aile tatlı küçük kızı neşelendirmeye çalıştı, ama Tina çok sessiz, çok üzgündü. Tina’nın kardeşi onu çok fazla teselli etmeye çalıştı.
Öğle yemeği için mola verdiler ve Tina yemek yemeyi reddetti. Annesi yemek yemesini istedi, çok az miktarda yemek yedi.
Diğerleri yemek yerken sessizce arabanın içinde oturdu. Abisi onun yanına geldi ve yanağını öptü, ona dedi ki,
“Tina canım, endişelenme, üzülme canım. Bu sadece bir tahta oyuncak. Atın bizim gibi bir hayatı yok ve bu cansız bir şey. Kırılan bacak için çok üzülme. At kuyruğunu kaybetse bile, bu atı incitmeyecek. Dört bacağın tamamı kırılsa bile tahta at aynı kalır. At kafasını kaybetse bile, acı vermez. Senin için yeni bir tahta at alacağım!”
Tina, “Evcil hayvan oyuncağımın bacağının kırılmasının önemli olmadığını mı düşünüyorsun?” diye cevapladı.
Kardeşi, “Evet canım!” diye yanıtladı.
Tina cevapladı, ‘Evet abi haklısın. At parçalara ayrılsa bile, senin için bu yaşta önemli bir sorun olmayacak. Ama benim yaşımdaysan, benim olduğu gibi bir evcil hayvanın varsa, atın küçük bir kısmı kırılsa bile bunun ne kadar acı verici olacağını hissedeceksin!”
Erkek kardeşi sessizce ayrıldı.
The Forty – Fifth Floor
Three men came to New York for a holiday. They came to a very large hotel and took a room there. Their room was on the forty-fifth floor. In the evening friends went to the theatre and came back to the hotel very late.
“I’m very sorry,” said the clerk of the hotel, “but the lifts don’t work tonight. If you don’t want to walk up to your room, we shall make beds for you in the hall.”
“No, no,” said one of the friends, “no, thank you. We don’t want to sleep in the hall. We shall walk up to our room.”
Then he turned to his friends and said: “It’s not easy to walk up to the forty-fifth floor, but we shall make it easier. On the way to the room I shall tell you some jokes; then you, Andy, will sing us some songs; then you, Peter, will tell us some interesting stories.”
So they began walking up to their room. Tom told them many jokes; Andy sang some songs. At last, they came to the thirty-sixth floor. They were tired and decided to have a rest.
“Well,” said Tom, “now it’s your turn, Peter. After all the jokes, I would like to hear a sad story. Tell us a long and interesting story with a sad end.”
“The story which I’m going to tell you,” said Peter, “is sad enough. We left the key to our room in the hall.”
Türkçesi – Kırk Beşinci Kat
Üç erkek tatil için New York’a geldi. Çok büyük bir otele geldiler ve orada bir oda tuttular. Odaları kırk beşinci kattaydı. Akşam olduğunda arkadaşlar tiyatroya gittiler ve otele çok geç döndüler.
“Çok üzgünüm,” dedi otel sorumlusu, “ancak asansörler bu gece çalışmıyor. Eğer odanıza çıkmak istemezseniz, salonda sizin için yataklar yapacağız.”
“Hayır, hayır!” dedi arkadaşlardan biri, “hayır, teşekkür ederim. Salonda uyumak istemiyoruz. Odamıza çıkalım.”
Sonra arkadaşlarına döndü ve: “Kırk beşinci kata çıkmak kolay değil, ama daha kolay hâle getireceğiz. Odaya giderken size bazı şakalar anlatacağım; sonra sen, Andy, bize şarkı söyleyeceksin; sonra sen, Peter, bize ilginç hikayeler anlatacaksın.”
Böylece odalarına çıkmaya başladılar. Tom onlara birçok şaka yaptı; Andy bazı şarkılar söyledi. Sonunda otuz altıncı kata geldiler. Yoruldular ve dinlenmeye karar verdiler.
“Peki,” dedi Tom, “şimdi sıra sende, Peter. Tüm şakalardan sonra hüzünlü bir hikaye duymak isterim. Bize üzücü bir sonu olan uzun ve ilginç bir hikaye anlat.”
“Size anlatacağım hikaye” dedi Peter, “yeterince üzücü. Odamızın anahtarını salonda bıraktık
EN İYİ SEÇERSEN SEVİNİRİM...
Ziyaretiniz bizim için çok önemli. Herhangi bir sorunuz olduğunda güvenilir yanıtlar almak için geri dönmekten çekinmeyin. Yanıtlarımızın faydalı olduğunu umuyoruz. Daha fazla bilgi ve diğer sorularınıza yanıtlar almak için istediğiniz zaman geri dönün. Kalademi.me'ye güvendiğiniz için teşekkür ederiz. Uzmanlardan yeni yanıtlar almak için tekrar ziyaret edin.