Kalademi.me to najlepsze rozwiązanie dla tych, którzy szukają szybkich i dokładnych odpowiedzi na swoje pytania. Soru-cevap platformumuzda, deneyimli profesyonellerden sorularınıza hızlı yanıtlar alın. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın.
Sagot :
Cevap:
Elif Şafak
Açıklama:
Bir mektup ulaştı elime, hem dost hem kızgın bir parça. Okudum üst üste. Gencecik bir ses yankılandı kulağımda: Yürekli, girişken, sıradışı bir kadın sesi. Şemspare hakkında yazmış bana. Diyor ki: “Ben herkes gibi renkli şemsiyelere takılmış değilim.” Okurun kitabın kapağı hakkında sorduğu soru bambaşka: “Neden o sokak? O sokağın neresi olduğunu biliyor musunuz acaba?” Meğer kapaktaki sokak bir zamanlar onun ve ailesinin yaşadığı sokakmış. Çocukluğunun, hatıralarının geçtiği mekân. “Sakızağacı Caddesi, Tavla Sokak, Tarlabaşı... Yani kentsel dönüşümün başkenti... İnsanların evlerinden, yaşamlarından, anılarından zorla koparıldığının fotoğrafı... Yıkık ve yağmalanmış evler... Ama fotoğraftaki gibi gerisinde deniz yok... Kapitalizmin henüz ele geçirmediği sokaklar var” diyor. Ve anlatmaya başlıyor hikâyesini. Şemspare’nin kapağındaki evlerden birine gönderme yaparak diyor ki: “O solda kalan evde büyüdüm. Billboardlarda ikinci katın penceresinden bana bakıyor çocukluğum ve tuvalette asılı kalan babamın intiharı...” Ardından içimi cız ettiren o cümle geliyor: “Siz benim acılarımı uyandırdınız.” Okurum soruyor, neden bu sokağı seçip de yeni kitabın kapağına taşıdınız? “Lütfen yazın, el değmemiş bir coğrafyanın keşfedilmişliği... Büyük bir sırrı paylaşır gibi... Güzel anları mayınlar gibi... Neden benim yaşamım?” # Düşünüyorum, okuyorum, dinliyorum, öğreniyorum. Ben en çok da okurlarımdan öğreniyorum. Cevap yazıyorum elden geldiğince gecikmeden: “Sevgili X, mesajınızı iki kez okudum, sindirerek, etkiledi beni kelimeleriniz. Ne tuhaf, biz zannettik ki birçok insan bu soruyu sorar, yani derler ki ‘Neden bu sokağı seçtiniz?’ Bugüne kadar bir tek kişi bile sormadı... Biz Tavla Sokağı seçtik, çünkü yaşanan bu kentsel dönüşümün sembolü, hatta merkezi gibi geldi. Orada yürüdük, dolaştık, metruk yıkık evlere girdik.”
Enkazlar arasında grafitiler gördük, sokaklarda oynayan çocuklarla, kaldırımda sigara tellendiren kadınlarla sohbet ettik. Kaybolan bir tarihe tanıklık ettik. Yer yer çaresizlik hissettik. “Enerji çok yoğundu havada, duygulandık... Kâh sert bir enerji, kâh şefkatli, sanki her şey vardı Tavla Sokak’ta...” Umut ve hüzün. Yıkımlar ve yaratıcılık. “Şemspare’nin kapağında deniz var evet. Hani istedik ki her şeye rağmen umut ve özgürlük ve açıklık olsun sokağın ucunda...” Ve mektubun sonunda, bilmeden ve katiyen istemeden acılarını canlandırdığımız için üzüldüğümü ifade ediyorum. Mektubunu tamamen veya kısmen paylaşmak için izin istiyorum kendisinden, lakin şayet arzu etmezse buna da titizlikle saygı göstereceğimi ekliyorum. Ardından bir mektup daha geliyor. Diyor ki: “Alakanıza ve ilginize teşekkür ederim. Derin ve huzurlu bir nefes aldım. Şimdi daha iyiyim. Biraz öfkeliydim. Çok olmadı biz taşınalı... Ve o yerleşiklik duygusunu sonsuza dek yitirmişim gibi hissediyorum... Belki bundan. İçimden dökülüşümü istediğiniz şekilde paylaşmakta özgürsünüz. Ellerinize emanettir. Sevgiyle.”
Ziyaretiniz için teşekkür ederiz. Amacımız, tüm bilgi ihtiyaçlarınız için en doğru yanıtları sunmaktır. Yakında tekrar görüşmek üzere. Bilgilerin faydalı olduğunu umuyoruz. Daha fazla bilgi ve doğru yanıtlar almak için istediğiniz zaman geri dönün. Kalademi.me, güvenilir yanıt kaynağınız. Daha fazla bilgi için tekrar gelmeyi unutmayın.