Tüm sorularınıza en iyi çözümleri Kalademi.me'da bulun, güvenilir Q&A platformu. Soru-cevap platformumuz, deneyimli profesyonellerden güvenilir yanıtlar bulmanız için sürekli bir deneyim sunar. Sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulmak için deneyimli uzman topluluğumuzdan faydalanın.

Hazar altın çağı araştırma ödevi yardım lütfn

Sagot :

Cevap:

Öncellikle tarihin en uzun süreli devleti Osmanlı’dır, Hazarlar ise ikinci… Tüm kaynaklar Hazarların Türk oldukları konusunda anlaşma içinde.

Günümüz coğrafyası göz önünde tutulduğunda Hazarların kapsadığı alan: Avrupa kıtasındaki Rusya, Kazakistan’ın batısı, doğu Ukrayna, Azerbaycan, kuzey Kafkasların geniş bir bölümü: Kırım-Gürcistan-Türkiye.

Hazar Türklerinin dini Tengricilik veya Gök Tanrı dini, tüm Türk ve Moğol halklarının, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki inancıdır. Not Gök-tengri inancı şöyledir; o zamanki kağan kişilerin gök-tengri tarafınden yüçeltilip seçildiğine ınanılır . buna kut anlayışıda denilebilir.

Hazarlar Orta Asya’dan gelerek yeni ülkelerine yerleştiklerinde buralarda yaşayan Türk boylarını da kendilerine bağlamışlar ve böylece güçlenerek kısa zamanda bağımsız bir devlet kurabilmişlerdi.

Hazar Denizi’ne adını veren ‘Hazar’ın anlamı tartışmalara konu olmuşsa da X. yüzyıl coğrafyacısı, seyyah İstahri, Hazarları Ak-Hazar ve Kara-Hazar olarak ayırdı. Ak-Hazarların çarpıcı bir yakışıklılığa, beyaz ten, mavi göz ve kırmızı saça sahip olduklarını, Kara-Hazarların da koyu tenli, bir çeşit Kızılderili olduğunu ileri sürdü. Bilim adamları ise bunun bir ırk ayırımı değil, sosyal bir sınıflandırma olduğu konusunda fikir birliği içindeler. (Kara-Hazarlar: aşağı tabaka; Ak-Hazarlar: soylular ve kraliyet mensupları)

Tarihte birçok eski Türk boyunun da kızıl saçlı olduğu bilinmekte: Örneğin, Çin ve Müslüman kaynakları eski Kırgızları kızıl saçlı, mavi gözlü ve beyaz tenli olarak tanımlar.

İslam orduları ile sürekli savaşan Hazarlar Bizanslılarla dostluk ilişkileri içinde olmuşlar, saraylar arasında kız alıp vermişlerdi. İslam orduları Bizans’a saldırdığı zaman Hazarlar güneye iniyor, Hazar ülkesine saldırdıkları zaman da Bizans orduları Doğu Anadolu’ya çıkıyordu. Böylece bu iki devlet İslam ordularına karşı birbirlerini kollamışlardı.

Bizans İmparatoru III. Leon, oğlu Konstantin’i Hazar Kağanı kızı Prenses Tzitzak (Çiçek) ile evlendirirken iki imparatorluk arasında akrabalık ilişkisini de tesis etmişti. Prenses İrene adıyla vaftiz edilen Çiçek gelinliği ile şöhret olurken Konstantiniye sarayındaki erkekler arasında Tzitzakion (Çiçakion) diye anılan bir moda çılgınlığı da yaratmıştı. Bu evlilikten doğan Çiçek’in oğlu, anne-vatanının adını taşıyarak ‘IV. Leon Hazar’ lakabıyla, 775-780 tarihleri arasında hüküm sürecekti. Kurulan bu bağ ile birlikte iki ülke ticaret ilişkileri de çok gelişmişti.

Hazarlarda devlet yapısı geleneksel Türk devletlerinin örneğine uymaktadır. Özellikle Göktürk ve Karahanlı Devleti ile Hazar Devleti arasında büyük benzerlikler saptanmıştır. Slavlar ve İskandinavlar için bu devlet yapısı ilginç gelmiş ve Ruslarla beraber birçok bölge devleti, Hazar Devletinin kurumlarını benimsemişlerdi.

Araplar ise Hazar Devletinde adaletli bir düzenin egemen olduğunu gördükten sonra Hazar Kağanı’nı dünyadaki adaletin simgesi olarak kabullenmişlerdi. Türk devletlerinde görüldüğü üzere Hazar İmparatorluğu’nun egemen karakteri çifte krallık (Başkan / Başbakan) düzeniydi.

Kağanın işbaşında kalma süresi 40 yıldı. Bu süre içinde ölmezse, yanındakiler onu aklı azaldı diye öldürürlerdi. (Anlatılardan birine göre: Bir kağan atanacağında, onu getirirler ve boğulma noktasına gelinceye kadar ipek bir ilmikle boğazını sıkarlar… Sonra da ona, “Ne kadar süre ile hüküm sürmek istiyorsun?” diye sorarlar. O da, “Şu kadar sene” diye yanıtlar. Eğer bu süreden önce ölürse, sorun yok; eğer ölmezse, belirlenmiş olan sürede öldürülür.)

Hazarların yahudi olması:

737 yılında Araplar Hazar Ordusu’nu yenince Hazar

Kağanı iki arada bir derede sıkışmıştı: Bir tarafta Araplar, diğer tarafta Bizanslılar ve her ikisinin de giderek artan baskısı arasında, seçecekleri tarafça benimsenmiş dininin içinde kaybolup gideceklerine inanan Kağan’ın jeopolitik bir denge unsuru olarak Yahudiliği, ülkesinin dini olarak seçtiği düşünülmektedir:

Rivayete göre Şaman olan Bulan, semavi dinleri tanımak için üç dinden birer temsilci davet etmiş.

Önce Hıristiyan’ı çağırmış:

-          “Sen kendi dinini en gerçek din olarak kabul ediyorsun. Seninkinden sonra gerçeğe en yakın din hangisi?” diye sormuş.

-          Hıristiyan, “Yahudilik,” demiş. Müslüman da aynı cevabı vermiş.

-          Musevi ise, “Tek gerçek din benimkidir,” demiş. Böylece Kağan da bu dini seçmiş.

 

VIII. yüzyılda Hazar Kağanlığı ve aristokrasisinin büyük bir bölümü Musevi inancına geçmişti. Hazarların Yahudiliğe geçişinin Yitshak Ha-Sangari adlı bir haham tarafından gerçekleştirildiği de günümüze ulaşan bilgilerden. Bu yeni din, Şamanlığın yerine resmî din sıfatını aldı. Bugün bile böyle bir olay nasıl çarpıcı ve olağanüstü gözüküyorsa o zaman da bu kararın fazlasıyla şaşırtıcı olduğunu Bizans, Arap, Rus ve İbranî kaynaklardan saptamak mümkün.

Hazarların inanç konusundaki hoşgörülü yapısı gerek Bizans’ta gerek İslâm dünyasında baskı gören tüm Yahudiler için sürekli, güvenle sığınılabilecek bir çekim alanı oluştururken, kaçanlara bir sığınağa, sonralarında da tam anlamıyla bir ulusal merkeze (foyer national) dönüştürüldü.

HAZARLARIN DİLLİ :

Hazar diliyle yazılmış herhangi bir eser günümüze kadar ulaşamadığı için Hazarların konuştuğu dil hakkında kesin bir bilgi bulunmuyor. Hazarlardan günümüze ulaşan iki belge var; bunlar İbranice yazılmıştır. Bunlardan biri (Kahire Genizası’nda bulunan), Hazar Kağanı Jozef tarafından, 960’ta Emevilerin Kordoba Emiri III. Abdurrahman’ın hizmetinde çalışan ünlü devlet adamı Hasdai İbn-Chaprut’a yazılan mektup. Diğeri de, yine aynı Hakan zamanında ismi belirsiz bir Musevi Hazar tarafından yazılan mektubun Mısır’da, Kahire Genizası’nda bulunan parçalarıdır. (Geniza: Dinî / İbranice belgelerin depolandığı merkez)

İYİ DERSLER (: