Answered

Kalademi.me pomaga Ci znaleźć wiarygodne odpowiedzi na wszystkie Twoje pytania dzięki pomocy ekspertów. Soru-cevap platformumuz, farklı bilgi alanlarında kesin bilgiler sunmaya hazır uzmanlarla sizi bir araya getiriyor. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin.

savaştan sonra çocuklar adlı kompozisyon acil​

Sagot :

Cevap:

Savaş tüm insanlığı olumsuz etkileyen bir olaydır . Savaştan en çok etkilenen ise o masum , ne olduğunu bile anlamayan , günahsız çocuklardır . Çocuklar savaştan çok kötü etkilenirler . Savaşın içinde doğup büyümüş bir çocuk diğer çocuklar gibi mutlu olamaz . Dışarıda isediği gibi top oynayamaz , ailesi ile birlikte parka gidemez . Yani çoğu şeyden mahrum kalır . Hal böyle olunca bu çocuklar yaşanan savaşlardan dolayı çocukluklarını yaşayamazlar . İşte savaşın içinde olan bu çocuklarımız korkak olur , ürkek olur . Yine savaş olacak diye içinde devamlı bir kaygı olur . Bunun için savaşlara bir son verilmesi gerekir . Çünkü savaş insanlık adına işlenmiş olan ve hala işlenmeye de devam eden büyük bir cinayettir .

Çocukları yetim bırakmak , öksüz bırakmak , kimsesiz bırakmak insanlığa sığmayan davranışlardır . Özellikle de güçlü olan gelişmiş ülkeler daha fazla ekonomik gelir elde etmek için , daha fazla toprağa sahip olmak için fakir ülkeler ile savaşır ve o ülkeleri yok olma durumuna getirir . O ülkelerin yer altı zenginliğini sömürür . Yaşanan bu savaşlardan kadınlar , yaşlılar , çocuklar olumsuz etkilenir . O çocukların o masum yüzüne baktığımız zaman içimiz kan ağlar . Geçen gün bir belgesel izledim . Suriye'de yaşanan iç savaştan dolayı bir çocuk orada bulunan Suriyeli olan bir kişiye şunu soruyordu : Abi yiyecek bir şeyin varmı diye sordu . Adam ise yok vallaha yavrum dedi . Bunun üzerine çocuk şunu söyledi : Abi bu daha ne kadar sürecek ? Ben üç gündür hiçbir şey yemiyorum dedi . Bu soruyu duyduktan sonra içim kan ağladı . İnsan olduğumdan utandım . Çünkü çocuk kaç gündür açtı ve bir kuru ekmek bile bulamamıştı . Yine başka bir çocuk şunu söyleyerek ağlıyordu . Zavallı yavrucak savaş anında annesini kaybetmiş , anne! Anne! diye bağırıyor ve babası da onu kucağına sarmış birlikte ağlıyorlardı . Çocuk bizim suçumuz ne ? Biz ne yaptık diye ağlıyordu . İşte tüm bunların sorumluları bu savaşa neden olan kimselerdir . Yani insanlıktan nasibini almamış , insanların acı çekmesinden zevk alan cani kimselerdir , acımasız ülkelerin acımasız liderleridir . Savaş ister ülke içi olsun , ister ülke dışı olsun hiç bir zaman insanlığa fayda sağlamaz . Bundan da en çok bu masum yavrular etkilenir . Bunun için mecburi olmadığı sürece savaşa her zaman hayır demeliyiz .

Dünyadaki tüm çocukların çocukluklarını yaşaması için , dünyada barışın , kardeşliğin hakim olması için, daim olması

Açıklama: kısaltilmişi :Savaş kim tarafından ne şekilde ve nasıl yapılmış olursa olsun hiçbir zaman barış getirmemiş , savaş hep acı , hüzün , ayrılık , kan ve gözyaşı getirmiştir . Savaşın olduğu yerde mağdur olan , daha hayatının baharına bile gelmeden çocukluğunu yaşayamadan bombalar altında silahlar altında yaralanan ve sakat olan , hayatını kaybeden milyonlarca çocuk olmuştur ne yazık ki . Ülkelerin menfaatleri için , sömürü için yapılan , iktidar mücadelesi için yapılan savaşlardan en çok etkilenen ve kalıcı hasar oluşan kişiler çocuklar olmuştur .

iyi dersler dilerim...

Öncelikle Meerhaba

Cevapımız Şöyledir:

Belgelenmesi çok zor ve çocuklar üzerine etkileri çok örtüktür. Savaşın fiziksel olarak etkilediği çocuklardan daha fazla çocuğa dokunur ve daha az tedavi edilir. Savaşla birlikte norm ve değerleri altüst olmuş bir toplumda büyümek kendini birçok yolla gösteren arazlara neden olur. Geçmişte bu etkileri anlamakta zorlanırdık. Çocukların savaş gibi bir olay karşısında anlamlandırmalarının daha yüzeysel olması nedeniyle bu olayla başa çıkabilme yetilerinin daha fazla olduğu düşünülür. Böylece, davranışsal bozuklukların da daha az gözlenebildiği tahmin edilir. Savaşın psikolojik etkileri çocuğun yaş, cinsiyet, kişilik ve çocuğun kültürü ile önceki deneyimlerine bağlıdır. Olayların doğası ve çocuğun olaylara maruziyeti de önemli faktörlerdir. Psikolojik etkiler savaşın yarattığı diğer sorunlardan – fiziksel yaralanma, aile üyelerinin, evin veya toplum desteğinin kaybı- da beslenir.Çocuklar travma sonrası stres bozukluğunun belirtilerini tekrar eden, ayrıntılı ve sıkıntı verici düşünce ve imgeler duyumsamak şeklinde  gösterirler.  Bu çocuklar sıkıntı verici olayları düşler, öykü anlatma veya oyun şeklinde tekrar tekrar yaşarlar. Savaşı yaşayan çocuklar arasında depresyon ve anksiyete bozukluklarına sık rastlanır. Savaşın yarattığı ahlaki çöküntüden tavır ve değerler de etkilenir. Korkudan etkilenen çocuklarda saldırgan davranış kendini milliyetçi tavırlarla ortaya çıkarabilir. Bu çocuklara, yakınları arasında daha üstün bir gözle bakılır. Kendine dönük davranışlarında kendine zarar verme eğiliminde, örneğin nişancılık oynarken hedef olma gibi bu oyunlarla savaşı oynamak, gerçek savaşın içinde yer almadan bir önceki adımdır. Toplumun direnişinin içinde aktif olarak yer almak ve tepkilerini savaşın baskılarını bu yolla kontrol altına almak bazı çocuklar için psikolojik açıdan koruyucu da olabilir. Çocuklar silahlı çatışmalarda rol almaya ve kendilerini cesur hissetmeye eğilimli olsalar da, kendilerini zorla büyüten erişkin rollerine öykünmeye çalışsalar da, duygusal olarak gelişmemişlerdir. Bu durumlarda çocuğun kendi inanışı savaşın hangi tarafında olduğuna göre belirlenir. Eğer bu katılım bir çocuk asker olmak şeklindeyse adölesan döneme sarkan etkileri de birlikte getirecektir. Savaşın değişen yüzüModern savaş alanı artık boştur… Savaşlar göğüs göğüse çarpışma yerine yüksek teknoloji kullanılarak gerçekleştirilmekte, eskisi gibi büyük cephe savaşları olmamakta ise de, bu tanım gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Savaşlar bir süredir cephe savaşı niteliğini kaybetmiş, daha doğru bir tanımla cephenin niteliği değişmiştir. Cephe artık sivillerin oturduğu şehirler, çocuklarla dolu parklar ve annelerle dolu pazarlarda olmaktadır. Tek benzerlik topçu birliklerinin cephenin uzağında mevzilenmiş olmalarıdır. Bu değişiklik, savaşlardaki sivil kayıpları açıklamaktadır. 1. dünya savaşı sırasında verilen kayıpların %5-10 kadarı sivilken, günümüzde özellikle yerel savaşlarda kayıplardaki sivil oranı %90’ları bulmaktadır. Trajediyi önlemek“Yabancı” bir savaş için müdahaleyi düşünürken, gelişmiş ülkelerde bu tavır sonucu savaşta ölecek olan savaşçıların sorumluluğunu politikacılara atma kolaycılığının da tuzağına düşülmektedir. Bu konu ile ilgili çelişkiler düşünülürken savaş alanının sınıfların, oyun alanlarının, pazarların içinden geçmesi nedeniyle ölecek bebek ve çocukları da hesaba katmak gerekmektedir. Şehirlerde soykırım ölçeğine ulaşan kıyımlar bir gecede olup bitmemektedir. Bu olaylar ortaya çıkmadan önce ayrımcılık, artan baskılar, politik ve ırksal destekli şiddet, ve bunlarla çoklukla beraber giden ağır sefalet gibi uyarı işaretleri vardır. Milliyetçiliğin yükselişi ile ilgili fikirler, Staub’un belirttiği kültürel arkaplan dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu arkaplan genişlemeci ve ırkçı eğilimleri, kültürel veya tarihsel üstünlük varsanılarını ve farklılıklara hoşgörüsü kıt, mermer gibi sımsıkı, sınıfsız olduğu düşünülen topluluk kurallarını içermektedir.Bu meseleler dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir ve politik tartışmaların insani meselelerin önüne geçmesine izin verilmemelidir. Eyleme geçme konusundaki gecikme gizli bir suç ortaklığı anlamına gelebilir. Sorumluluğumuzu belirlemek kadar kötülüklerin büyümesini ve genişlemesini de gözlemek zorunludur. Savaş suçlarını yargılayabilmek için kanıtların erkenden toplanması, sözde despotların da kanuni bir çerçevenin farkına varmalarını sağlayarak önleyici değer taşıdığı için de önemlidir Son 20 yıldır savaşın çocuklar üzerine etkisi hakkında yeterince  bilgi toplarken, dünyadaki savaşların yol açtığı fiziksel ve psikolojik savaş yaralanmalarından malnütrisyonlara ve bulaşıcı hastalık salgınlarına kadar değişik olaylar bize oldukça yardımcı oldu. Zaman, şimdi savaştan etkilenen çocukları savunma ve onlar adına araya girme zamanıdır. Bizler, hastalık sürecini tarif eder ve hastalığın etkilerini silmeye çalışır bir konumdan hastalıktan etkin şekilde önleyici programlar başlatır konuma gelmeliyiz.

Kolay Gelsin

@OptiOlmaYolunda