Kalademi.me, tüm sorularınıza hızlı ve doğru yanıtlar alabileceğiniz en iyi yer. Farklı alanlardaki uzmanlardan doğru bilgiler alarak soru-cevap platformumuza katılın. Sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulmak için deneyimli uzman topluluğumuzdan faydalanın.

toplumsal cinsiyet eşitliğnin sağlanması için kime ne tür görevler düşer​

Sagot :

Toplumsal cinsiyet eşitliğinden anladığımız kadın erkek eşitliği olmalıdır. Bir ülkenin kalkınmasında kadının ve erkeğin ayrı ayrı önemi vardır. Bir toplumda cinsiyet ayrımı varsa toplum tam olarak gelişme gösterememiş demektir. Çağdaş, medeni toplumlarda bu tarz ayrımcılıklar söz konusu olamaz. Cinsiyet ayrımcılığı denince akla ilk kadınlar geliyor, bazı toplumlarda kadınlar yıllarca ezilen, istismara uğrayan, dışlanan taraf olmuştur. Cinsiyet eşitliği konusunda toplumun her kesimine büyük görevler düşmektedir.

⇒ Önce aileler çocuklarına bu konuda örnek olmalıdır. Anne ile baba aralarındaki ilişkide çocuklarına rol model olmalıdırlar.

⇒ Daha sonra okullarda kadın erkek eşitliğinin topluma kazandırdıkları ve kimsenin cinsiyetinden dolayı bir üstünlüğünün olmadığı konuları işlenmelidir.

⇒ Her şeyden önce toplumu bu konuda bilinçlendirecek olan devlettir. Çıkarılan kanunlarla kadın ve erkek eşit hale getirilmeli yanı Cumhuriyet'in ilk yıllarında toplumsal alanda kadın erkek  eşitliğini sağlayan Medeni Kanun'un getirdiği yenilikler geliştirilerek devam ettirilmelidir.

⇒ Kamuoyunda yapılan yayınlar, filmler, tiyatrolar ile halk bilinçlendirilmelidir.

Cinsiyet ayrımcılığı sadece kadınlara değil erkeklere de uygulanabiliyor. Bu yüzden kadın ve erkek fark etmeksizin hepimiz bu konuda bilinçli olmalıyız. Daha mutlu, daha gelişmiş toplumlar için kadın erkek eşitliği sağlanmalıdır.


cr: vahideyilmaz3434

Cevap:

Cinsiyet eşitsizliği birçoğumuzun problemi olan hatta genel olarak iş, okul ve aile hayatında karşımıza çıkan büyük bir sorundur. Peki sence bu sorunu çözmek için neler yapmalıyız?  

Cinsiyet eşitsizliği bir cinsin, diğerinden daha üstün olduğu ya da olması gerektiğini düşünen bir kavramdır. Cinsiyet eşitsizliği denildiğinde ilk akla gelen kadınlar olsa da biz her iki cinsin de bu eşitsizliği yaşadığını fark etmeli ve tek taraflı bir eşitlik olamayacağını unutmamalıyız. TDK eşitlik kelimesini “bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasi haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu” olarak tanımlamıştır. Yani eşitlik; farklarımız olduğunu kabul ederek aynı olduğumuzu değil de aynı haklara sahip olduğumuzu fark etmektir.

Öncelikle “hayır, ben eşitsizlik yapmam” dememek gerek çünkü günlük konuşma dilinde bile fark etmeden sıkça eşitsizlik vurgusu yapan kelimeleri kullanıyoruz. Örneğin; adam gibi, erkek sözü, adam akıllı, bilim adamı, insanoğlu vb. kelimeler hepimizin dilinde. Hatta birçoğumuz bu kelimelerin cinsiyetçi olduğunun farkında bile değil. İlk olarak bu kelimelerin kullanımını bırakarak başlamamız gerektiğini düşünüyorum çünkü kullandığımız dil düşünce yapımızı etkiliyor. Bknz. Sapir Whorf hipotezi.

Bir hocamız derse girdi ve kahramanlarımızı söylememizi istedi. Yüzden fazla kişinin olduğu sınıfta hepimiz bir erkek ismi söylemiştik. Bir şeyi fark etmemizi istiyordu. Kahraman algımızda sadece erkekler vardı. Evet değiştirmemiz gereken algı bu. Kahraman olmak için erkek olmaya ya da erkek gibi olmaya ihtiyacımız yok. Güç=erkek düşüncesinden sıyrılmalıyız. İş hayatında ve siyasette gördüğümüz erkeksi kadın imajından kurtulmalıyız. Bize dayatılan nerede, hangi saatte, hangi kıyafetle olmamız gerektiği söylemlerine aldırmamalı buna biz karar vermeliyiz. Erkekler, istediğiniz gibi ağlayabilir, rengarenk kıyafetler giyebilir, ev işlerini sevebilir, harika yemekler yapabilirsiniz. Her zaman güçlü olmak zorunda değilsiniz. Bu özgürlüğün sizden alınmasına ve hayatınız boyunca bir kadının bakımına muhtaç olduğunuz söylemlerine aldırmayın. Namus kavramını sadece kadına yüklememeli ve bunun nöbetçisi olmamalıyız çünkü namus bireysel bir kavram ve tercihtir. İnsanları beden ölçüleriyle, yüzleriyle, maddi kazançlarıyla yargılamamalı ve cinsiyetlerine göre böyle kalıplara sokmamalıyız. Meslekleri cinsiyetlerle anmayı bırakmalıyız. Kadın mühendis, maden işçisi olduğu gibi erkek okul öncesi öğretmeni ya da hemşire olabilir.

Çocuklar

Eşitsizlik ve cinsiyet üstünlüğü kavramı kişiliğimizin temelleri olan ilk yıllarda bilinçaltımıza yerleşir ve ileriki yaşlarda davranışlarımızı etkiler. Örneğin “erkekler ağlamaz” tabusuyla büyüyen bir çocuk ilerleyen yaşlarında duygularını anlatmayı öğrenmediği için şiddet göstermeye başlar. Belki de açıkça ağlayabilse, üzüldüğünü, kırıldığını söyleyebilse şiddete başvurmayacak. Hatta, toplumdaki artan şiddet olaylarının nedeni kadınlara aşırı duygusal ve erkeklere aşırı duygusuz bir kişilik yüklenmesi olabilir. Yetişkinlerin fikirlerini, alışkanlıklarını değiştirmek zor fakat küçük bir çocuğu bu dikkatle yetiştirebiliriz ve bu daha güzel bir gelecek için büyük bir adım atmak demektir.

İyi Haber

Arçelik farkında olmadan kullandığımız kelimeler için Kadir Has Üniversitesi ve KOÇ-KAM ile birlikte “eşit sözlük” adında bir klavye uygulaması geliştirmiş bu klavye sayesinde kullandığımız cinsiyetçi kelimeler kırmızı bir yazıyla uyarılıyor. Uygulamayı Google Play ve App Store’dan ücretsiz indirebiliyoruz. Bence uygulamanın en güzel yanı bizim de katkımıza açık olması. Bakmanızı tavsiye ederim.

Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş’ın TDK’ya açtığı dava sonucu yollu, müsait gibi kelimelerdeki kadınlara yönelik aşağılayıcı tanımlar kaldırıldı.

MEB ”Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul Standartlarının Yaygınlaştırılması” projesini başlattı. Bu proje için “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Etkinlik Kitabı” hazırladı. 12 yıllık zorunlu eğitim süreci boyunca cinsiyet eşitliği dersi verilecek. Bu proje şu ana kadar 162 pilot okulda gerçekleştirildi.

Biliyorum yıllardır aynı şeyler konuşulup duruyor ve hiçbir şey değişmezken üstüne artan cinayet ve tecavüz vakalarıyla karşılaşmaya devam ediyoruz. Yeni yılın bu ilk günlerinde her yıl olduğu gibi ajandalara bir sürü hedefler sıralanıyor ve uygulamak için büyük bir hevesle doluyoruz. O zaman bu yıl ajandalara eklenebilecek bir hedef daha: Cinsiyet eşitliği için bir şey yap.  Yanlışlarıyla, eksikleriyle hepimiz için bir başlangıç ve ufak da olsa farkındalık yaratan bir yazı olmasını umut ediyorum. Siz de çevrenizdeki bir şeyi değiştirmeye hemen şimdi başlayın. Daha eşit bir toplumda yaşamak dileğiyle.

Açıklama:en büyük rol aileye düşmektedir. örneğin  bir anne veya baba oğlunu kızından üstün tutarsa çocuklara küçük yaşlarda adaletsizlik öğretilir bunun olmaması için çocuklar daha küçükken ailede adalet ve eşitlik kavramları olmalıdır ki ğelleçekte de  bu kavramlar yaşayabilsin