TEAM99
Answered

Kalademi.me, tüm sorularınıza aktif topluluğumuzun yardımıyla çözümler bulmayı kolaylaştırır. Geniş bir uzman topluluğu sayesinde sorularınıza güvenilir yanıtlar bulmanın rahatlığını yaşayın. Adanmış uzman topluluğumuzdan sorularınıza ayrıntılı ve net yanıtlar alın.

Orta oyunu nedir?

En az 4 kaynaktan
Kaynakların ismi muhakkak yazılacak
Argo/Boş/SPAM/EKSİK İSTEMİYORUM!​


Orta Oyunu NedirEn Az 4 Kaynaktan Kaynakların Ismi Muhakkak Yazılacak ArgoBoşSPAMEKSİK İSTEMİYORUM class=

Sagot :

Cevap:

Orta oyunu (Kol oyunu, meydan oyunu, meydân-ı sühan, zuhûrî, zuhûrî kolu olarak da adlandırılır[1]), ana karakterleri Kavuklu ve Pişekar olan, açık alanda halkın ortasında yazılı bir metne bağlı kalınmadan oynanan müzikli ve danslı Türk halk tiyatro oyunu.

Gerçek kişilerle ve kalabalık bir kadroyla icra edilen orta oyunundan ustadan çırağa intikal ederek gelen konular tekrarlanır. Bir gölge oyunu olan Karagöz’ün canlandırılması olarak kabul edilmiştir. Toplumun ve çevresinin sorunlarını yansıtan oyun, eleştiriden komediye yönelir. Dekor ve kostüm en aza indirilmiştir. 19. yüzyıl sonunda ortaya çıkan tulûat tiyatrosu ile benzer özellikler gösterir.

Batı etkisinde bir tiyatro anlayışının benimsenmesi sonucu önemini kaybeden orta oyunu, İsmail Dümbüllü’nün 1973’te ölümüyle son temsilcisini de kaybetmiştir.

Açıklama:

Tarihi

Orta oyunundan ilk defa, Osmanlı sultanı II. Mahmud'un kızı Sâliha Sultan’ın 1834’te yapılan düğünü için kaleme alınan Lebîb’in Sûrnâme’sinde, “Cümle etrâf-nişîn-i meydan / Oldu orta oyunundan handan” mısralarında söz edilmiştir[1]

II. Mahmud’un oğulları Abdülmecid ile Abdülaziz’in sünnet düğünü için yapılan şenliği (1836) anlatan Hızır’ın Sûrnâme’sinde yer alan mısralardan yola çıkarak, XIX. yüzyılın ilk yarısında bilindiği ve aynı yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaygınlık kazandığı söylenebilir.[1]

Orta oyunun ilk defa ne zaman ortaya çıktığı konusunda ise farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazı araştırmacılar “Orta oyunu” adının ilk ortaya çıkış tarihini saptamaya çalışmış ve 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıktığını ileri sürmüşlerdir. Bazı bilim adamları ise Ortaoyunu’nu “Ortaoyunu” adını aldıktan sonra başlatmanın yanlış olacağını söyleyerek; Osmanlı toplumunda daha eskiden "Kol Oyunu", "Meydan Oyunu", "Zuhuri Kolu" çeşitli isimlerle ortaoyununun karşımıza çıktığını; Karagöz, kukla, dans curcuna, meddah ve gene sözlü bir oyun olan hokkabazlık gibi oyun türlerinin karışımı sonucunda son biçimini aldığını ileri sürerler.

Kimi araştırmacılar ise Yunanlar’a ait “mimus” oyunlarındaki kişilerin Karagöz ve Ortaoyunu kişileri ile benzerliklerine dikkat çekerek bu oyun türünün çok eski zamanlara dayandığını belirtirler. Bu araştırmacılar Türkler’in İstanbul’u fethettikten sonra Bizanslıların başı kel, karnı şişkin “Mimus”'unu Pişekar'la Hacivat, eli şakşaklı "Maccus”'unu da Kavuklu ile Karagöz yaptıkları görüşünü ifade etmişlerdir.[2]

Orta oyunu sözünün ortaya çıkışına ilişkin görüşlere dayanarak orta oyununun ortaya çıkışı ile ilgili bazı düşünceler de ortaya atılmıştır. Commedia dell'Arte ile benzerliğini, ondan çıktığını öne süren bazı yazarlara göre Venedikliler ve Cenevizliler yoluyla bu sanat ile tanışan Türkler “Arte oyunu”nu bozup “Orta oyunu” yapmış olabilir.[3] İspanya’da tek perdelik oyunlara “Auto” dendiğini belirten bazı araştırmacılara göre İspanya ve Portekiz’den pek çok seyirlik oyun getiren Yahudilerin, Türkiye’deki oyunlarına “auto” diyor olması ve bunun Türkçede benimsenip orta oyununa çevrilmiş olması mümkündür. “Maskare” sözünün Çingenecede “ortada, arasında” anlamına geldiğini, “soytarıcılık, güldürücülük” anlamında İspanyolca’da Mascara, Arapça’da Mashara, Farsça’da Meshere kelimelerinin Türkçeye çingenecedeki “ortada” anlamında çevrilince “orta oyunu” duruma gelmiş olabileceği de düşünülmüştür. Ortaoyunu’nun “Yeniçeri ortaları”yla bağlantısı olabileceği de iddia edilmiştir. Başka bir iddia da Karagöz oyununun canlı sahnelenen şekline önce "Meydan Oyunu" ve "Zuhuri Kolu" gibi isimler verildiği ancak daha sonra ortalık yerde oynanması nedeniyle "orta oyunu" denildiğidir.[4]

XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Tanzimat aydınları Batı tiyatrosuna büyük ilgi gösterdiğinden geleneksel Türk tiyatrosu ve özellikle orta oyunu tiyatrodan sayılmamış, hatta zararlı bulunmuştur. Yazarların batı etkisinde bir tiyatro anlayışını devam ettirmeleri sonucu ortaoyunu giderek önemini yitirmiştir. Kavuklu Sepetçi Ali Rızâ, Cüce Vasil, Pîşekâr Âsım, Kavuklu Hamdi Efendi, Pîşekâr Küçük İsmâil Efendi, Kavuklu Naşit, Kavuklu Ali gibi isimlerin oynadığı orta oyunu İsmail Dümbüllü’nün 1973’te ölümüyle son temsilcisini de kaybetti. Anadolu’da köylülerin kış aylarında, özellikle düğünlerde ve bayramlarda oynadıkları köy orta oyunları Anadolu’nun birçok yöresinde devam etmektedir.[1]