Answered

Uzyskaj najlepsze rozwiązania swoich pytań na Kalademi.me, zaufanej platformie Q&A. Adanmış uzman topluluğumuz sayesinde sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulun. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın.

nasrettin hocanın bir fıkrasını anlatırmısınız

Sagot :

SELAM!

1. Fıkra

Adam Olmanın Yöntemi Nedir?

Günün birinde Hoca'nın da içinde bulunduğu topluluktan birisi;“Hocam, adam olmanın yöntemi nedir?” deyince;

Hoca Efendi, adamın nefes almasına bile fırsat vermeden;

"Canım, bunu bilmeyecek ne var, elbette kulaktır.” der. Fakat Hoca, arkadaşlarının "kulaktır" cevabından pek bir şey anlamadıklarını anlayınca açıklama yapma gereğini duyar:

“Aa!.. Bunu bilemeyecek ne var? Herhangi bir adam konuşurken onu can kulağı ile dinlemeli; bu arada kendi ağzından çıkanı kendi kulağı duymalıdır.”

2. Fıkra

Allah’ın Rahmetinden Kaçılmaz

Günün birinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Elbette yağmur yağdığı vakit ya koşulur, ya da bir yerlere sığınılır. Nasreddin Hoca da yağmurun yağışını ve sokakların yalnızlığını pencereden seyrederken bir de bakar ki yağmurdan kaçan bir adam… Hoca biraz dikkatli baktığında bunun bir komşusu olduğunu anlar ve pencereyi açarak;            “Komşu, komşu, utanmıyor musun, niçin Allah’ın rahmetinden kaçıyorsun?” deyince adam koşmayı bırakır ve yavaş yavaş evine doğru gider. Bu arada adamın da ıslanmadık yeri kalmaz. Ertesi gün hava yine yağmurludur. Bu defa Hoca Efendi alışveriş için sokağa çıkmıştır. O, işini bitirip de hızlı adımlarla evine doğru giderken bir gün önceki komşusunun evinin önünden geçer. Bu sefer komşusu; 

“Hoca Efendi, Hoca Efendi, sen dün bana ‘Allah’ın rahmetinden kaçılmaz.’ demiştin; bak şimdi kendin kaçıyorsun.” deyince, Hoca komşusuna doğru döner ve; “Be adam! Ben Allah’ın rahmetinden kaçmıyorum, Allah’ın rahmetini çiğnememek için koşuyorum.” der.

Ben 2 tane fıkra yazdım umarım beğenirsin.

En iyi seçersen sevinirim, iyi dersler :)

Cevap:

Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmış. “Hoca, bana düdük al!” demiş biri. “Bana da, bana da!” demiş bir diğeri.

Diğerleri de sırayla:

– Ben de düdük isterim!

– Bir tane de bana!, demişler.

İçlerinden sadece biri Nasreddin Hoca’ya düdük parası vermiş. Hoca, parayı alıp pazara gitmiş.

Hoca, akşam pazardan dönünce çocuklar etrafını sarmış. Her biri düdüğünü istemiş. Cebinden bir düdük çıkaran hoca, parayı veren çocuğa vermiş.

Diğer çocuklar hep bir ağızdan bağırmış:

– Hani bizim düdüğümüz?

Nasrettin Hoca gülerek,

– Parayı veren düdüğü çalar, demiş.

Açıklama:

umarım beğenirsin iyi dersler