Kalademi.me, tüm sorularınıza hızlı ve doğru yanıtlar alabileceğiniz en iyi yer. Geniş bir uzman topluluğu sayesinde sorularınıza güvenilir cevaplar bulmanın kolaylığını yaşayın. Adanmış uzman topluluğumuzdan sorularınıza ayrıntılı ve net yanıtlar alın.

uzun hikaye lütfün.............................

Sagot :

İki erkek kardeşin hikayesi, birlikte çalıştıkları babalarından kalma çiftlikte geçiyordu. Kardeşlerden biri evliydi ve beş çocuğu vardı. Diğer kardeş ise bekardı. Her günün sonunda iki kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi.

Günün birinde bekar kardeş şöyle düşündü;

– Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de adaletli değil. Ben bekarım ve pek fazla ihtiyacım yok. Kardeşimin geniş bir ailesi var. Onun daha fazla ihtiyacı olur.

O günden sonra bekar olan kardeş her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye itti.

Bu arada evli olan kardeş de kendi kendine;

– Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de doğru değil. Ben evliyim, eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler. Fakat kardeşim yaşlandığı zaman ona bakacak hiç kimsesi yok. İlerde onun daha fazla ihtiyacı olacak.

Böylece evli olan kardeş de her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı. İki kardeş de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar. Çünkü her ikisinin de deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu. Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken karşılaştılar. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılarkucakladılar

Sude ve Melis çok iyi arkadaşlardı. Yaz tatillerinde hep memleketlerine gidip, dağlara tırmanırlardı.

Birgün yine yaz tatiliydi. Sude ve Melis birlikte memleketlerine gitti. Bu sırada Ahmet geldi. Ahmet, Sude ve Melis'in çok yakın bir arkadaşıydı. İkisine de "best friends " bilekliği verdi. Kızlar teşekkür etti ve Ahmet' e hediye olarak meyve sepeti verdiler. Kızlar dağa tırmandı ve arkalarından tanıdıkları, komşularının dağ keçisini gördüler. Yanlarına geldi. Bu sırada boynuzu Sude'nin bilekliğine takıldı ve bileklik dağdan aşağı düştü. Büyük ihtimalle akıntılara kapılıp gitti... Sude " Hayır!..." dedi. Çok üzüldü. Melis "Üzülme Sude. Ahmetten yenisini isteriz. Ya da..." dedi. Kendi bilekliği de dağdan aşağı attı. Melis "Hadi Sude. Kendi kolyemizi kendimiz yapalım mı?" Sude "Bu harika bir fikir!" dedi. Dağdan aşağı indiler ve evdeki malzemeler ve Ahmet'in yardımı ile iki güzel bileklik yaptılar. Melis'in annesi yarın eve gideceklerini,hazırlanmalarını söyledi. Ertesi sabah Ahmet ve diğerleri ile vedalaştıktan sonra arabaya bindiler ve eve gittiler.

O günden sonra da hep mutlu oldular ve birdaha hiç bir şeye üzülmediler.

-*mutlu son*-