Kalademi.me ułatwia znalezienie rozwiązań dla wszystkich Twoich pytań dzięki aktif bir topluluk yardımıyla kolaylaştırır. Sorularınıza hızlı ve net yanıtlar almak için uzman topluluğumuzla bağlantı kurun. Geniş bir uzman topluluğu sayesinde sorularınıza güvenilir yanıtlar bulmanın rahatlığını yaşayın.
Sagot :
İçinde "kafa" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
Kafa büyük içi boş, tut kulağından çifte koş: (deyiminin anlamı) Kişi akılsızsa kılık kıyafet neye yarar.
Kafa dengi: Görüş, düşünce ve anlayışları birbirine uymuş ahbaplardan her biri, kafadar.
Kafa göz yarmak: Beceriksizlik göstermek.
Kafa kafaya vermek: İki ya da birkaç kişi bir kenara çekilip bir işi konuşmak.
Kafa kalmamak: Zihin yorularak çalışmaz olmak.
Kafa patlatmak: Bir iş üzerinde pek çok ve yorucu bir biçimde düşünmek.
Kafa sallamak: Doğru yanlış her şeye evet demek, her davranışı onaylamak.
Kafa şişirmek: Gürültü ya da laf kalabalığıyla bir kimseyi tedirgin etmek.
Kafa tutmak: Boyun eğmeyip karşı gelmek, diklenmek.
Kafa ütülemek: (argo) Çok konuşarak tedirgin etmek.
Kafa yormak: Bir iş üzerinde derin derin düşünmek.
Kafadan atmak: İnceleme yapmadan uydurup söylemek.
Kafadan gayri müsellah (ıslah olmaz): (şaka) Akılsız, aklında bozukluk olan.
Kafadan kontak (sakat): (halk dilinde) Düşüncesiz, mantıksız, delice iş gören.
İçinde "baş" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
Baş ağrıtmak: Birini çok konuşarak rahatsız etmek.
Baş aşağı gitmek: Durmadan zarar görmek ya da kötüleşmek.
Baş göz etmek: (deyiminin anlamı) Evlendirmek, evermek.
Baş kesmek: Selam için başını eğmek.
(Bir yola) Baş koymak: Bir şey uğruna kendini feda etmeye, ölmeye hazır olmak.
Baş üstüne! Bir dileğin yerine getirileceğini belirtmek üzere "peki" anlamında kullanılan söz.
Başa kakmak: Yapılan bir iyiliği birinin yüzüne vurmak.
Başı bağlanmak: Sözü kesilmiş, nişanlanmış, evlenmiş olmak.
Başı devletli: Talihli, şanslı.
Başı dumanlı: Sevdadan ya da içkiden sarhoş.
Başı göğe ermek: (mecazi) (Büyük bir makama yükselen kimse) Şımarıp yakışıksız işlere kalkışmak.
Başı nara yanmak: Birinin yüzünden büyük zarar uğramak.
Başı önünde: Uslu, sıkılgan ve utangaç, çevrede gözü olmayan.
Başı üstünde yeri olmak: Her zaman iyi karşılamak, ağırlamak, saygı duymak ya da yeğlemek gibi anlamlarda kullanılır.
Başımla beraber: Memnunlukla, seve seve.
Başına buyruk: Kimseden izin almaksızın istediği gibi davranan, dilediğini yapan.
(Birinin) Başına çalmak: Bir şeyi öfkeyle, nefretle geri vermek.
Başına devlet kuşu konmak: Bir kimsenin durumunu çok düzeltecek bir olay olmak.
Akıl ile ilgili deyimler
Akıl kethüdası: (deyiminin anlamı) Herkese akıl öğretme merakında olan kimse.
Akıl kutusu (kumkuması): (Şaka) Aklıyla az çok her güçlüğe çare bulan kimse.
(Bir şeye) Akıl sır ermemek: O şeyin gizi, nedenleri anlaşılmamak.
(Bir kimsede) Akıl terelelli: (teklifsiz konuşmada) Pek delişmen, kendisinden ciddi bir düşünce, hareket beklenmeyen kimse.
Akıl var izan var (Akıl var, yakın var): "Bunda anlaşılmayacak ne var?" anlamında kullanılır.
Akıllara durgunluk vermek: Çok şaşılacak bir şey olmak.
Akla zarar: Pek şaşılacak, düşünüldükçe şaşkınlığa düşülecek şey.
Aklı çıkmak: Titizlikle üzerinde durmak, aşırı merakta olmak, kaygılanmak, korkmak.
Aklı evvel: Çok zeki.
Aklı ırılmak: Aklı gitmek bayılmak.
(Birinin) Aklı sıra: Aklınca, sandığına göre, umduğuna göre.
Aklına gelen başına gelmek: Olmasından korkulan şey gerçekleşmek.
Aklına turp sıkayım: İşe yarar aklı yok (sözü edilen kişinin aklının hafifsendiğini alay yollu anlatır.).
Aklına yelken etmek: Düşüncesizce davranmak ya da aklına geleni hemen yapmak.
Aklından zoru olmak: Arada bir, delice davranışları olmak.
Aklını başına almak (toplamak, devşirmek): Akılsızca davranışlara son vermek.
(Bir şey, birinin) Aklını başından almak: Düşünemeyecek bir duruma getirmek.
Aklını (bir şeyle) bozmak: Bir şey üzerine düşerek hep onunla uğraşıp durmak.
BAŞARILAR...<3 EN İYİ SEÇERSEN SEVİNİRİM<3
Kafa büyük içi boş, tut kulağından çifte koş: (deyiminin anlamı) Kişi akılsızsa kılık kıyafet neye yarar.
Kafa dengi: Görüş, düşünce ve anlayışları birbirine uymuş ahbaplardan her biri, kafadar.
Kafa göz yarmak: Beceriksizlik göstermek.
Kafa kafaya vermek: İki ya da birkaç kişi bir kenara çekilip bir işi konuşmak.
Kafa kalmamak: Zihin yorularak çalışmaz olmak.
Kafa patlatmak: Bir iş üzerinde pek çok ve yorucu bir biçimde düşünmek.
Kafa sallamak: Doğru yanlış her şeye evet demek, her davranışı onaylamak.
Kafa şişirmek: Gürültü ya da laf kalabalığıyla bir kimseyi tedirgin etmek.
Kafa tutmak: Boyun eğmeyip karşı gelmek, diklenmek.
Kafa ütülemek: (argo) Çok konuşarak tedirgin etmek.
Kafa yormak: Bir iş üzerinde derin derin düşünmek.
Kafadan atmak: İnceleme yapmadan uydurup söylemek.
Kafadan gayri müsellah (ıslah olmaz): (şaka) Akılsız, aklında bozukluk olan.
Kafadan kontak (sakat): (halk dilinde) Düşüncesiz, mantıksız, delice iş gören.
İçinde "baş" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
Baş ağrıtmak: Birini çok konuşarak rahatsız etmek.
Baş aşağı gitmek: Durmadan zarar görmek ya da kötüleşmek.
Baş göz etmek: (deyiminin anlamı) Evlendirmek, evermek.
Baş kesmek: Selam için başını eğmek.
(Bir yola) Baş koymak: Bir şey uğruna kendini feda etmeye, ölmeye hazır olmak.
Baş üstüne! Bir dileğin yerine getirileceğini belirtmek üzere "peki" anlamında kullanılan söz.
Başa kakmak: Yapılan bir iyiliği birinin yüzüne vurmak.
Başı bağlanmak: Sözü kesilmiş, nişanlanmış, evlenmiş olmak.
Başı devletli: Talihli, şanslı.
Başı dumanlı: Sevdadan ya da içkiden sarhoş.
Başı göğe ermek: (mecazi) (Büyük bir makama yükselen kimse) Şımarıp yakışıksız işlere kalkışmak.
Başı nara yanmak: Birinin yüzünden büyük zarar uğramak.
Başı önünde: Uslu, sıkılgan ve utangaç, çevrede gözü olmayan.
Başı üstünde yeri olmak: Her zaman iyi karşılamak, ağırlamak, saygı duymak ya da yeğlemek gibi anlamlarda kullanılır.
Başımla beraber: Memnunlukla, seve seve.
Başına buyruk: Kimseden izin almaksızın istediği gibi davranan, dilediğini yapan.
(Birinin) Başına çalmak: Bir şeyi öfkeyle, nefretle geri vermek.
Başına devlet kuşu konmak: Bir kimsenin durumunu çok düzeltecek bir olay olmak.
Akıl ile ilgili deyimler
Akıl kethüdası: (deyiminin anlamı) Herkese akıl öğretme merakında olan kimse.
Akıl kutusu (kumkuması): (Şaka) Aklıyla az çok her güçlüğe çare bulan kimse.
(Bir şeye) Akıl sır ermemek: O şeyin gizi, nedenleri anlaşılmamak.
(Bir kimsede) Akıl terelelli: (teklifsiz konuşmada) Pek delişmen, kendisinden ciddi bir düşünce, hareket beklenmeyen kimse.
Akıl var izan var (Akıl var, yakın var): "Bunda anlaşılmayacak ne var?" anlamında kullanılır.
Akıllara durgunluk vermek: Çok şaşılacak bir şey olmak.
Akla zarar: Pek şaşılacak, düşünüldükçe şaşkınlığa düşülecek şey.
Aklı çıkmak: Titizlikle üzerinde durmak, aşırı merakta olmak, kaygılanmak, korkmak.
Aklı evvel: Çok zeki.
Aklı ırılmak: Aklı gitmek bayılmak.
(Birinin) Aklı sıra: Aklınca, sandığına göre, umduğuna göre.
Aklına gelen başına gelmek: Olmasından korkulan şey gerçekleşmek.
Aklına turp sıkayım: İşe yarar aklı yok (sözü edilen kişinin aklının hafifsendiğini alay yollu anlatır.).
Aklına yelken etmek: Düşüncesizce davranmak ya da aklına geleni hemen yapmak.
Aklından zoru olmak: Arada bir, delice davranışları olmak.
Aklını başına almak (toplamak, devşirmek): Akılsızca davranışlara son vermek.
(Bir şey, birinin) Aklını başından almak: Düşünemeyecek bir duruma getirmek.
Aklını (bir şeyle) bozmak: Bir şey üzerine düşerek hep onunla uğraşıp durmak.
BAŞARILAR...<3 EN İYİ SEÇERSEN SEVİNİRİM<3
Yanıtlarımızın size faydalı olduğunu umuyoruz. Daha fazla bilgi ve diğer sorularınıza yanıtlar almak için istediğiniz zaman geri dönün. Ziyaretiniz bizim için çok önemli. Herhangi bir sorunuz olduğunda güvenilir yanıtlar almak için geri dönmekten çekinmeyin. Uzmanlarımızdan en güncel yanıtları ve bilgileri almak için Kalademi.me'ye geri dönün.