Kalademi.me, uzman topluluğunun yardımıyla sorularınıza yanıt bulmanıza yardımcı olur. Geniş bir uzman ağı sayesinde sorularınıza güvenilir cevaplar bulmanın rahatlığını yaşayın. Sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulmak için deneyimli uzman topluluğumuzdan faydalanın.

FUZÛLİ"NİN ESERİNDEN BİR TANESİNİ YAZAR MISINIZ?

(boş cevap bildirilecektir✅)


Sagot :

cevap-

Şikâyetnâme Fuzuli'nin en önemli eserlerinden biridir

Açıklama:

Şikâyetnâme (Şikâyetnâme) kafiyeli nesir türündedir; Kanuni'nin Bağdat'ı fethinden sonra (1534) padişaha kasideler sunmuştur. Padişah tarafından beğenilen kasideler karşılığında 9 akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Maaşını alamayınca Şikâyetnâme'yi yazmıştır. Şikâyetnâme Fuzuli'nin en önemli eserlerinden biridir

Miribağ

Fuzûli Kimdir?

Ailesi göçebe hayatı bırakıp günümüzdeki Irak bölgesine yerleşmiş olan Oğuzların Bayat boylarındandır. Fuzûlî; ne kadar kesin bilinmese de 1483 yılında Akkoyunlular zamanında şimdiki Irak'ta Kerbela veya Necef'te veya Kerkük iline bağlı Kale semtinde doğduğu tahmin edilir.

Fuzûlî iyi bir eğitim almak için ilk önce Hillah şehrinde müftü olan babasından ve daha sonra Rahmetullah adındaki bir öğretmenden eğitim görmüştür. Daha sonraki öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte; eserlerinden İslamî bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Su Kasidesi'nin 2. beytinde;"Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem","Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su"diyerek astronomi bilgisinin de iyi olduğunu ortaya koymuştur. Türkçe Divanı'nın önsözünde şöyle demiştir:

İlimsiz şiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da değersizdir

Azerice, Arapça ve Farsça divan şiirlerini yazmıştır. Eserlerinde kullandığı dil dönemindeki divan şairlerine göre daha sade, anlaşılır bir Azericedir. Halk deyişlerinden bolca yararlanmıştır.

Bedensel zevklerden ziyade tasavvufî bir aşk, Ehl-i Beyt'e duyulan özlem, ayrılık acısı şiirlerinin konusunu teşkil etmiştir. Duygu ve düşüncelerini çok içten ve lirik bir şekilde ifade etmeyi kolayca başarmıştır. Bu açıdan bakıldığında Türk şiirinde karşılaştırılabileceği tek şair Yunus Emre'dir. "Leylâ ile Mecnun" mesnevîsi aynı konuda yazılmış (Arapça ve Farsça dâhil) en iyi mesnevîlerden biridir.

İran şiirinden Hâfız, Türk şiirinden ise Nesimî ve Nevai çizgisini en başarılı şekilde kemâle erdirmiştir. Kendisinden sonra gelen bütün divan şairlerini etkilemiştir. Onun, Kerbela'da 1556 yılında içinde yaygın olan salgın bir hastalık sonucunda, veba veya koleradan öldüğü tahmin edilir. Nefsini yüceltmemek, kibir ve gurur yapmamak için şiirlerinde "boş, gereksiz, yersiz" anlamına gelen "fuzuli mahlasını kullanmıştır.

Leyla ile Mecnun

Bazı edebiyat otoriteleri tarafından sadece Azerbaycan sahasının ve Alevi-Bektaşi edebiyatının değil tüm Türk edebiyatının en büyük klasik şairi olarak gösterilen Fuzûlî, Kanunî Sultan Süleyman'ın 1534'teki Bağdat Seferi'nden sonra padişaha beş kaside takdim edip himayesine girmeye çalışmıştır. Fuzûlî’nin İstanbullu birtakım şairlerin kendisinden bir Leylâ ile Mecnun hikâyesi yazmasını istemeleri üzerine kaleme almaya başladığını söylediği Leylâ ile Mecnun, Divan edebiyatındaki en önemli lirik yapıtlardan biri olarak kabul edilmektedir.

İçeriği

Leylâ ile Mecnun'un aşkı okulda başlar. Onlar birbirini yalnız medresede görür ve burada aşkları, karşılıklı ilişkileri daha da yakınlaşır. Mecnun'un ızdırabı ve hasreti, Leylâ'nın okuldan gitmesiyle başlar. Hem Mecnun, hem de Leylâ aynı sosyal statüye sahiptir. Yani her ikisi de kabile reislerinin biricik evladırır, servet yönünden de aynı zenginliktedirler. Ama Leyla'nın babası kıznı böyle imkanlı bir ailenin oğluna vermek istemez. Burada esas mesele Kays'ın insan ilişkilerine aşk, aile kurumuna dair tuhaf fikirleri olmasıdır. Onu anlamadıkları ya da kabul etmedikleri için Kays, Mecnun'a dönüşür. Bu "mecnunluk" insan sevgisinden, inansın insana aşkından ileri gelir, bu yüzden de o, kendisini çölde, hayvanlar arasında daha iyi hissederdi.

Mecnun'a gönderdiği bir mektupta Leylâ, söz hakkı olmamasını; köle ya da eşya gibi alınıp satıldığını bildirerek yazar:

Мən gövhərəm, özgələr xiridar,

Məndə degil ixtiyari-bazar,

Dövran ki, məni məzada saldı,

Bilməm Kim idi satan Kim aldı,

Olsaydı mənim öz ixtiyarım,

Olmaz idi səndən özgə yazım.

Leylâ'nın Mecnun'a aşkını işiten anne, heyecan ve korku hisseder ve o, bunu Leyla'ya ettiği nasihatlerde açıkça bildirir:

Keyşux, nədir bu göftugulər?

Qılmaq sənə tənə eybculər?

Nəycün özünə ziyan edirsən?

Yaxşı adını yama edirsən?

Nəyçün sənə tənə edə bədyu?

Namusuna laiq işmidir bu?

Kadının özgürlüğü, haya, ar, namus, ırz dizginleriyle bağlanmış olur. Eserde kadının kendi istediğini dile getirmesi, serbest aile kurma arzusuyla yaşaması bile edepsizlik sayılır. Esas facia şudur ki, Leylâ kendi hakları uğruna kısmen de olsa mücadele ettiği hâlde çevresinde hiç saygı görmediği için sonuç alamaz. O, çevresindekilerce anlaşılmadığı için derdini çamla, kelebekle, ayla, bulutla, deveyle paylaşır. Leylâ kendini, dizgini başkasının elinde olan deveye benzetir.

Leylâ ava giderken İbni Selam onu görür, aşık olur ve derhal evine döner. İbni Selam saygın adamdır, soylular arasında meşhurdur, bahtiyardır, zengindir, beceriklidir. Şair, onu, baş kahramanı Mecnun'la kıyaslar. O, Leylâ'ya koca olabilecek en akıllı, en uygun adama benzer. Leylâ, İbni Selam'ı sevmese de, ondan uzaklaşmak istese de, İbni Selam efendiliğini bozmaz. Leylâ, düğün gecesinde derdini ona anlattıktan sonra kızın bütün ızdıraplarına inanır, asil davranır, fikrini tamamen değiştirir, onunla yakınlaşmaz, "vasldan" (kavuşma, buluşma) vazgeçer ve kendini ayrılığa razı eder.

Şiirin sonlarına yakın Leylâ ile Mecnun'un yüz-yüze geldiği yerde beklenmedik bir hadise gerçekleşir, biraz evvel çölde kervanını yitiren, kaybolup avare gezen Leylâ, Mecnun'la karşılaşınca onu tanıyamaz. Şimdiyse Mecnun, Leylâ'sını tanıyamaz veya tanımak istemez. Leylâ, her türlü baskıdan uzak olduğunu, Mecnun'un kucağına girmeye hazır olduğunu söyleyince Mecnun kenara çekilir, böyle bir vuslata gücünün kalmadığını söyler:

Yaqmağa məni yetər xəyalın,

Yoxdur mənə taqəti-vüsalın!

Ol gün ki, gözümdə var idi nur,

Gözdən üzünü qaçırdın, ey hur...

Eşq etdi binayi-vəsli mohkəm,

Mənidə məni sənınlə həmdəm!..

Məndə olan aşikar sənsən,

Mən xud yoxam, ol ki, var sənsən!...

Mecnun, talihsiz bir aşkın mücessemi (vücut bulmuş hâli) olarak kalmak, Leylâ'nın bakir hayaliyle yaşamak ve ölmek ister:

_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _

"ßana kalırsa, bana kal..."

#SecretQueen^^Rəhbər Øptişimm

#Jungkøok^^

#OptiYolunda

#Kay§u<3

View image Аноним
View image Аноним
Zamanınızı ayırıp sitemize göz attığınız için minnettarız. Daha fazla sorunuz olduğunda çekinmeden geri dönün. Bilgilerin faydalı olduğunu umuyoruz. Daha fazla bilgi ve doğru yanıtlar almak için istediğiniz zaman geri dönün. Kalademi.me, güvenilir yanıt kaynağınız. Daha fazla bilgi için tekrar gelmeyi unutmayın.