Sorularınıza en iyi çözümleri Kalademi.me'da bulun, güvenilir Q&A platformu. Farklı alanlardaki uzmanlardan güvenilir çözümler bulmak için soru-cevap platformumuzu keşfedin. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin.

Merhaba arkadaşlar edebiyat öğretmenim bana en az 1 sayfalık olmak üzere roman örneği verdi ve fazla yoğun olduğum için düşünmeye vakit ayıramıyorum aklım bir sürü düşüncelerle dolu ondan dolayı yardım aramak için bu platforma yazma kararı aldım şimdi durum şöyle ödev en geç yarına ve öğretmenim romanın girişini verdi ve gelişme ve sonucu benim yazmamı söyledi roman savaşla ilgili olacak ve o savaştaki acı keder dolu anları estetik bir zevk uyandıracak şekilde yazmam gerekiyor fakat aklıma şu an pek bir şey gelmiyor meşgul ettiğim için özür dilerim yardımcı olabilirseniz sevinirim giriş şöyle (...) Günlerce.gecelerce süren uzun yürüyüşler sonunda zavallı insanlar kendi ülkelerindeki ölüm ateşinden kaçarak korku ve dehşetle bilinmeyen yabancı yerlere sürüklendiler. Savaşın ve acının dayanılmaz sancısı yaşanıyordu... giriş böyle gelişme ve sonucu yazmak için zaman ayırabilecek biri varsa çok sevinirim

Sagot :

Günler süren yürüyüşün ardından kolları küçük ağaçlardan çizilmiş gözlerinde göğün kırık rengini taşıyan çocuk soluklanarak kimine umut veren kimine yakarış mekanı olan gökyüzüne baktı. Hiçlik hissediyordu. Babasına daha ne kadar yürüyeceğini soracak oldu, vazgeçti. Nihayet bir yerde durdular. Yolda karşılaştıkları insanlardan sonra sonunda birisi onlarla konuşmuştu. Sarı gömlekli kafasında ki şapkadan sadece dudakları net görünen ilginç adamla konuştular. "Hoşgeldiniz"dedi. Sigaradan sararmış bıyıklarının altından. Karşılarındaki küçük beyaz kahverengi eve yönelttiler bakışlarını. Bahçesinde yeşil el arabası için de kırık kovalar vardı. Ev hüzünlü bir mağlubiyet barındırıyordu pencerelerinde. Perdeler ağlar gibi bakıyordu yağmurdan çamurlu minik benekler olan camlara. İçeri girdiler. Uzun dar bir sofa sofanın sağında mavi kapılı bir oda , sofanın sonunda yarım yamalak bir basamaklı tuvalet vardı. Sol tarafta ise kapısı olmayan bir mutfak. Adımları sağa yöneldi. Baba mavi kapıyı titrek elleriyle itti. İçeride çiçek desenli öbek öbek lekeleri olan bir döşek kirden beyazı intihar etmiş bir yorgan vardı. Yerler yarı çıplaktı. Küçük paspasa basa basa ilerledi ayak ucunda. Yorgundular. Çok yorgun. Gecenin belki biri belki dokuzu sormadılar. Girdiler yatağın içine. Küçük kız babasının sadece derisi tutan gövdesine sarıldı, baba kirişinde örümcek ağları olan tavana bakıyordu. Uyumuştu çocuk. Baba ölen eşini düşünüyordu. Bir saat sonra sanki savaş uçağı çocuğun o evine girmiş gibi bir çığlık kopararak uyandı. "Baba ölme " diye bağırdı. Baba sakinleştirici sesiyle artık geçti dedi. çatlaklardan kan sızan elleriyle saçını okşadı. İyi ki ölüyorlar dedi içinden. Yoksa bu dünya çekilecek yer değil..