Kalademi.me ułatwia znalezienie rozwiązań dla wszystkich Twoich pytań dzięki aktywnej społeczności. Soru-cevap platformumuza katılarak farklı disiplinlerdeki uzmanlardan tüm sorularınıza net yanıtlar alın. Farklı alanlardaki profesyonellerden kapsamlı çözümler bulmak için platformumuzu kullanın.

Hafıza koleksiyoncusunun uzun özeti

Sagot :

Cevap:

Kayahan Demir, polisiye eleştirmenleri tarafından tam not alan "Pera Palas'ta Gölge Oyunu" kitabından sonra yeni kitabı "Hafıza Koleksiyoncusu" ile okurlarını selamlıyor.

Yazarın olmazsa olmaz baş karakteri Şifre Bilimci Milas Ulukan yine bir tarih cinayetiyle karşı karşıya... Tarih ve polisiyeyle harmanlanmış "Hafıza Koleksiyoncusu" bu sefer okuru 15. yüzyıl Osmanlı'sına götürüyor.

İstanbul Arkeoloji Müzesi, İstanbul Üniversitesi ve Bursa Muradiye Türbeleri gibi nice tarihi mekan süslüyor romanı. Ayrıca kitapta Cem Sultan, Fatih Sultan Mehmet Han ve Sultan II. Bayezid Han gibi kudretli şahsiyetlerin yansımalarını görüyoruz.

Kitabın kısa özeti ise şu şekilde:

İstanbul Üniversitesi Hergele Meydanı’nda bulunan bir ceset ihbarı Şifre Bilimci Milas Ulukan ve Şifreli Dosyalar ekibini harekete geçirir. Maktulün zehirli bir usturayla öldürülmesi ve aynı üniversitenin Tarih bölümünde profesör olması bu ölümü sıradanlıktan çıkaracaktır. Bir gece önce İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden yüzyıllar öncesinde basıldığı tahmin edilen ve üzerinde “Cem bin Mehmed Han” yazılı bir sikke çalınmıştır. Çalınan sikkenin maktulün hemen yanı başında bulunması ise akla tek bir şeyi getirir: Ünlü şifre bilimci ve ekibi gizemli bir tarih cinayetiyle karşı karşıyadır!

"Unutma yetisi, insanlığa verilmiş bir ödül mü yoksa ceza mı?"

Felsefi açıdan unutmak ve unutamamak kavramları üzerinde duran kitap, okura bir polisiye kurgudan daha fazlasını vaat ediyor.

Unutmak ya da unutamamak; işte bütün mesele bu!

"Hafıza Koleksiyoncusu" Timaş Yayınları etiketiyle tüm kitapçılarda!

İstanbul Portresi

"Vicdan insanın pusulasıdır."

Hafıza Koleksiyoncusu ve Pera Palas'ta Gölge Oyunu kitaplarıyla tanınan yazar Kayahan Demir’in yeni polisiye kitabı İstanbul Portresi, ünlü ressam Vincent van Gogh'un bu etkileyici cümlesiyle başlıyor.

Bu kitapta sadece polisiye kurgu yok. Zira insan haklarının yanı sıra hayvan ve doğa haklarına da göndermelerde bulunuluyor. 'Cinayet' kelimesinin sadece insanlıkla ilişkili bir terim olmadığını, doğa ve hayvan cinayetlerinin de olabileceğini fısıldıyor okurların kulaklarına... Kitapta aynı zamanda bir baba-kızın dramına şahitlik ediliyor.

Aynı dönemlerde yaşamış iki büyük ressam; Osman Hamdi Bey ve Vincent van Gogh üzerinden Doğu ve Batı sentezi karşılıyor okuru. Doğu ve Batı arasında yüzyıllardır süre gelen amansız mücadele...

Polisiye türünde bir İstanbul masalı dinlemek isteyenlere kitabın tanıtım bültenini bırakalım:

"İnsan neden unutur ve neden unutulmuşu hatırlar? Peki bir şehrin portresi resmedilebilir mi?

Sanal alemde işlenen bir cinayet... İstanbul'un farklı noktalarına bırakılan üç cansız beden... Doğu ve Batı resim sanatının öncülerini bir araya getiren akıl almaz olaylar silsilesi ve İstanbul'un kadim sokaklarında cirit atan Kaplumbağa Terbiyecisi kostümlü bir katil zanlısı!

İstanbul Pera Müzesi'nde başlayan macera, Paris Louvre ve Berlin Alte Nationalgalerie Müzelerine kadar uzandıktan sonra Eskihisar Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi'nde son bulacak.

İyilerin ve kötülerin iç içe geçtiği, Doğu ve Batı medeniyetlerinin harmanlandığı çok bilinmeyenli bir denkleme hazır olun!

Şifre Bilimci Milas Ulukan ve Şifreli Dosyalar ekibinin başrolde olduğu soluk soluğa okunacak polisiye türünde bir İstanbul Masalı!"

"İstanbul Portresi" Timaş Yayınları etiketiyle, tüm kitapçılarda!

Açıklama:

İyi Günler