Kalademi.me'da sorularınıza cevaplar bulun, tüm ihtiyaçlarınız için en güvenilir ve etkili Q&A platformu. Platformumuz, tüm sorularınıza net yanıtlar sunmaya hazır profesyonellerle sizi bir araya getiriyor. Geniş bir uzman topluluğu sayesinde sorularınıza güvenilir yanıtlar bulmanın rahatlığını yaşayın.

yeraltı kaynaklari verimli kullanma komposyon


Sagot :

Cevap:

tddtdyddtddxdgfugu

Açıklama:

cx

İnsanoğlunun yaşamını sürdürebilmek için, bitkisel ve hayvansal ürünlerin elde edilmesi ile ilgili yaptığı faaliyetlerin tümüne tarım denir. Bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi ve yaşamını devam ettirebilmesi için, suya ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle su ile tarım arasında güçlü bir bağ olduğunu söylemek, pek de yanlış olmaz. Suyun tarlaya kavuşması genellikle üstü açık ve kapalı kanal sistemleriyle olmaktadır. Su yetersizken veya sulama ücretleri fazla olduğu zaman tarımda çalışan kesim, yeraltı suyu sulamalarından faydalanma yoluna gitmektedirler.



Yeraltı suları yerüstünden yeraltına sızan suların buradaki gözenekli tabakaların(kumtaşı, çakıltaşı) veya kırıklı, çatlaklı (kireçtaşı) kayaçların içerisindeki boşlukları doldurmasıyla oluşur. Bu suların oluşabilmesi için gözenekli kayaçların/tabakaların yeryüzünde yeryüzüyle bağlantısı olması gerekir. Aksi halde yeraltına su sızamayacağı için yeraltı suyu da oluşamaz (Anonim, 2010).



Yeraltı suyu, yeraltındaki geçirimli jeolojik ortamın doygun bölgesinde bulunan kuyuları, kaynakları ve akarsu, göl, deniz gibi kütlelerini besleyen sudur. Bütün yeraltı sularının kaynağı yağıştır. Yüzeye düşen yağış zemini ıslatarak yerçekimi etkisi ile doymamış bölgeden geçerek aşağıya doğru hareket eder. Su seviyesi olarak adlandırılan doymuş bölgenin üst sınırına ulaşarak akifer dediğimiz su taşıyan tabakalarda depolanmış olan yeraltı sularını besler. Yüzey ve yeraltı sularının kaynağı yağışlar olmasına rağmen, yeraltı suları yüzey sularından daha fazla miktarda mineral madde içerir. Yağmurun yere düşmesi, süzülmenin başlaması ve suyun toprak ve kayaçların boşluklarından geçmesiyle su temas ettiği bazı maddeleri eritir. Böylece, yerçekimine bağlı olarak aşağıya doğru süzülen suya mineraller eklenir. Yeraltı sularının kimyasal bileşimi; temas ettiği maddelerin fiziksel özelliklerine, bileşimlerine ve temas süresine bağlı olarak tayin edilir. Suyun söz konusu maddelerle temas süresi uzadıkça suda daha fazla miktarda mineral çözünmektedir (Sargın, 2010; Yetiş, 2013).



Dünyada yeraltı sularının % 65’inin tarımsal sulama, % 25’inin içme ve kullanma suyu olarak, % 10’unun ise endüstri suyu olarak kullanıldığı bilinmektedir. Yeraltı suları; kısa süre içinde işletmeye alınabildiğinden, genellikle arıtma gerektirmediğinden çok uzun zamandan beri içme-kullanma, tarımsal sulama ve endüstri suyu talebini karşılamakta kullanılan bir kaynaktır (ORSAM, 2011 ; Yetiş, 2013).







Türkiye’de yeraltı suyu kirlenme nedenleri doğal ve yapay nedenler olmak üzere iki grupta toplanabilir. Doğal nedenler; kötü kaliteli akarsu, göl, bataklık etkileri, jeolojik formasyonlardan kirlenme, jeotermal alan etkileri, deniz suyu girişimi olarak sıralanabilir. Yapay nedenler bölgelere göre farklılık göstermekle birlikte genellikle sanayi atıkları ve tarımsal ilaç ve gübre kullanımıdır. Türkiye’yi çevreleyen bir çok kıyı ovasında yeraltı su kaynakları ya tamamen tuzlanmış veya tuzlanmaya başlamıştır. Bunun ana nedeni derine yakın aküferlerden çeşitli amaçlarla aşırı yeraltı suyu çekilmesidir. Çünkü hidrolik eğim küçük olduğundan aşırı çekim gibi doğal sistemi bozan bir dış etken deniz suyu girişini kolayca başlatabilmektedir (Şahin ve ark., 2010; Şahin ve ark., 2011).



Yeraltı sularının yüzeysel sulara göre organik madde ve mikroorganizma içeriği daha azdır, kimyasal bileşimi ve sıcaklığı zamanla değişmez. Bu nedenle içme suyu kaynağı olarak yüzeysel sulara göre daha fazla tercih edilmektedir. Sınırlı olan yeraltı su kaynaklarının korunması için bu kaynakların sık periyotlarla izlenmesi ve herhangi kirlenme belirtisi olduğunda önlemlerin gecikmeden alınması ve havza koruma planlarının oluşturulması gerekmektedir. Tarımsal faaliyetlerin kirlilik üzerindeki etkisi gübre ve pestisit kullanımını en aza indirmekle gerçekleştirilebilir. Bu nedenle bitki ihtiyaçlarına göre gübre-pestisit uygulaması ve uygun sulama yapılmalıdır. Yoğun yıkama sonucunda yeraltı sularına karışan tuz, uzun periyotta yeraltı sularını da kirleterek yeraltı su seviyesinin artmasına dolayısıyla bitki veriminin düşmesine ve toprağın tuzlanmasına sebep olmaktadır (Yetiş, 2013).