Kalademi.me, tüm sorularınıza hızlı ve doğru yanıtlar alabileceğiniz en iyi yer. Farklı alanlardaki profesyonellerden ayrıntılı yanıtlar almak için platformumuzu keşfedin. Farklı alanlardaki profesyonellerden kapsamlı çözümler bulmak için platformumuzu kullanın.

Kelimelerin anlamlarını yazınız.

Kelimelerin Anlamlarını Yazınız class=

Sagot :

Suje: Bilgi arayışında olan ve bilme isteği olan, arayan veya düşünen varlıklar olarak adlandırılabilir.

Obje: Bilinen anlamına gelmektedir sujenin sorular sormasının ana nedenidir.

Gündelik bilgi, yaşantılardan elde edilen pratik bilgilerdir. Bu bilgi belli bir yönteme dayanarak, neden-sonuç ilişkisi sonunda elde edilen genel geçer bilgi değildir. İnsan yaşamını kolaylaştıran ve sürdüren bu bilgi türü, sahip olduğumuz en eski bilgi çeşididir.

Teknik bilgi, gündelik ve bilimsel bilginin pratiğe dönüştürülmesidir. Teknik bilgi, sadece somut varlık alanına ait bir bilgidir.

Sanat bilgisi öznel bir bilgidir, duygulara ve yaratıcı akla dayalıdır. Akıl ilkelerine bağlı kalınarak, akıl yürütme yolu ile ulaşılan bir bilgi değildir. Sanatçıya yol gösteren sanatçının sezgisidir. Sanatsal bilgi belirli bir yönteme bağlı değildir.

Dinsel bilgi, bilenle bilinen arasındaki bağın, bu iki unsurun dışında aşkın bir varlığa olan itikatla, inançla kurulan bilgi türüdür. Bu bilgi, tanrı ile inanan arasında bir inanç bağı olması bakımından özneldir.

Felsefi bilgi: Şüphe edilerek başlayan düşünme yolculuğundaki şüphe edilemeyen en son düşüncedir.

Sofizm, Antik çağ Yunan felsefesinde önemli bir felsefi düşünce akımı. ... Sofist deyimi, bilgeliği yeğleyen öğreti, bilgi öğretmeni, siyasada yararlı olma sanatı, söz söyleme sanatı anlamlarında kullanılmıştır. MÖ 5. yüzyıl, antik çağ Yunan felsefesinde bilgicilik akımının egemen olduğu çağdır.

Septisizm, her tür bilgi savını kuşkuyla karşılayan, bunların temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen, ayrıca aklın kesin bir bilgi elde edemeyeceğini, hakikate erişilse dahi sürekli ve tam bir şüphe içinde kalınacağını, "mutlak"a ulaşmanın mümkün olmadığını savunan felsefi görüştür.

Dogmatizm, A priori ilkeler, çeşitli öğretiler ve asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerleri kabul eden, bu bilgilerin mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa verilen isimdir.

rasyonalizm, bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil, düşüncede ve zihinde temellendirilebileceğini öne süren felsefi görüş.

empirizm, bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabileceğini öne süren görüştür. Deneyci görüşe göre insan zihninde doğuştan bir bilgi yoktur. İnsan zihni, bu nedenle boş bir levha gibidir. Deneycilik akılcılığın karşıtıdır.

sensüalizm: Bilginin duyumdan geldiğini savunan öğreti. Bu öğreti, zihnin bir tabula rasa (boş bir kağıt) olarak görülmesinin sonucudur. Duyumculuk bilgilerimizin usun uranı olduğunu savunan usçuluk ve doğuşumuzdan beri bizimle beraber bulunduğunu savunan doğuştancılık öğretilerine karşıt bir öğretidir.

Kritisizm, şüphecilik ile dogmatizmi birleştiren felsefi bir disiplindir. Bu disiplin ampirizm (deneycilik) ile rasyonalizm (akılcılık) akımlarının da bir sentezi kabul edilir. Ampirizm akımına bağlı filozoflar her bilginin deney ve gözlem yoluyla elde edebileceğini savunur.

Pozitivizm, olguculuk, iki felsefi düşünceye verilen addır. Her iki düşüncenin de teoloji ve metafizik içermeyen, sadece fiziksel veya maddi dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışı vardır. Daha eski olan pozitivizm, Auguste Comte'un 19. yüzyılda ortaya attığı düşüncedir.

Pragmatizm, uygulayıcılık, uygulamacılık, pragmacılık, fiîliyye, faydacılık, yararcılık gerçeğe ve eyleme yönelik olan, pratik sonuçlara yönelik düşünme temelleri üzerine kurulmuş olan felsefi akımdır. Doğru hareket bir şeyin uygulanabildiği ölçüde gerçek olduğu savına dayandırılmıştır.

Entüisyonazim, felsefi bir kavram olarak sezgiye akıl, zihin ve soyut düşünme karşısında hem öncelik hem de üstünlük tanıyan felsefe akımıdır. Henri Bergson akımın kurucusudur, bu nedenle kimi zaman felsefe tarihinde Bergsonculuk olarak adlandırılması da söz konusudur.

rölativizm, felsefe tarihinde sürekli gündemde yer almış olan bir yönelim biçimidir. Etikte ise görecilik mutlak ahlaki değerlerin varlığını ve olabilirliğini yadsır. Bunlara göre bilgi ya da ahlaki değerler tarihsel koşullara, dönemlere, toplumlara, kültürlere ve kişilere göre değişim gösterir.

Fenomenoloji, görüngü bilim ya da Osmanlıca zahiriye, kurucusu Edmund Husserl olan bir felsefe akımı. Bir felsefe akımı olmaktan çok bir yöntem olarak tarif edilmesi yaygındır. Çünkü fenomenoloji, her şeyden önce, fenomeni, yani dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayanan bir yöntemdir.

İdealizm, felsefede, en kapsayıcı anlamıyla, tinsel güçlerin evrendeki tüm süreçleri ya da olup bitenleri belirlediğini savunan tüm felsefe öğretilerini içerecek biçimde kullanılan terimdir.

materyalizm, her şeyin maddeden oluştuğunu ve bilinç de dahil olmak üzere bütün görüngülerin maddi etkileşimler sonucu oluştuğunu öne süren, a priori olan hiçbir metafiziksel kavramı kabul etmeyen felsefe kuramıdır. Bir diğer deyişle madde, var olan tek tözdür.

Zihin-beden düalizmi, zihinsel işlevlerin fiziksel olmadığı ya da zihin ve bedenin ayrılabilir olduğu görüşüdür. Buradan hareketle, zihin-madde ilişkisi ve özne-nesne ilişkisi hakkında bazı görüşler öne sürer. Zihin-beden problemi konusunda fizikalizm ve enaktivizm ile karşıtlık gösterir.

Metafizik, felsefenin bir dalıdır. İlk felsefeciler tarafından, “fizik bilimlerinin ötesinde kalan” anlamına gelen “metafizik” sözcüğü ile felsefeye kazandırılmıştır. İncelemeleri varlık, varoluş, evrensel, özellik, ilişki, sebep, uzay, zaman, tanrı, olay gibi kavramlar üzerinedir.

Arkhe kavramı, evrendeki her şeyin temelinde yer alan ilk şeyi bulma arayışının bir ürünüdür. Dolayısıyla Thales için arkhe, sudur; evrenin ilk, temel, ana maddesi sudur.

idea, duyu organlarıyla algılanması mümkün olmayan, gözlem ve deney yoluyla değil, sezgi ve keşif yoluyla idrak edilebilen şeylerin toplamıdır. ... Gerçek ve mükemmel olan, duyularla algılanabilen nesneler değil, ''bilkuvve'' olarak nitelendirilen idealardır.

sensüalizim, bilginin duyumdan geldiğini savunan öğreti. Bu öğreti, zihnin bir tabula rasa (boş bir kağıt) olarak görülmesinin sonucudur. Duyumculuk bilgilerimizin usun uranı olduğunu savunan usçuluk ve doğuşumuzdan beri bizimle beraber bulunduğunu savunan doğuştancılık öğretilerine karşıt bir öğretidir.

Pragmatizm, uygulayıcılık, uygulamacılık, pragmacılık, fiîliyye, faydacılık, yararcılık gerçeğe ve eyleme yönelik olan, pratik sonuçlara yönelik düşünme temelleri üzerine kurulmuş olan felsefi akımdır. ... Doğru hareket bir şeyin uygulanabildiği ölçüde gerçek olduğu savına dayandırılmıştır.