Kalademi.me, uzman topluluğunun yardımıyla sorularınıza yanıt bulmanıza yardımcı olur. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın. Farklı disiplinlerdeki uzmanlardan kesin yanıtlar almak için kapsamlı soru-cevap platformumuzu kullanın.

Namazın kılınış şartlarından abdest,teyemmüm ve gusül abdestinin hangi durumlarda,nasıl yapıldığının açıklanması ?....

 

yanlış veya boş yazanı site vereni şikayet ederim!!...



Sagot :

Namazın şartları deyince, onlar olmadan namazın da olmayacağı şeyler anlaşılır. Bir şeyi ayakta tutan ana parçaların herbirine "rukün" dendiği için, namazın şartlarından, namaza başladıktan sonra olanlarına aynı zamanda namazın rukünleri denir. Hepsine birden namazın farzları da denir.

Namazın şartları, yani namaza başlamadan önceki farzlar beş tanedir:

l. Hadesten, yani hükmî pislikten temizlik.

2.Necasetten, yani hakiki pislikten temizlik.

3.Avret sayılan bölgeleri örtmek.

4.Namazı Kıbleye dönerek kılmak.

5.Her namazı kendi vaktinde kılmak.

Namazın rükünleri, yani namaza başladıktan sonraki farzlar yedi tanedir:

1.  Niyyet, yani kıldığı namazın hangi namaz olduğunu bilmek.

2.       Başlangıçtekbiri.

3.  Farz namazları ayakta kılmak.

4.  Namazda Kur'ân dan mutlaka bir parça okumak.

5.  Rukû', yani ayakta iken belden eğilmek.

6.  Secde, yani alnını yere değdirmek.

7.  Son oturuşta "Tahiyyât" okuyacak kadar durmak.

Namazın gerek şartlarının, gerekse rukünlerinin hepsi farz

 

 

 

Teyemmümü mübah kılacak bir özür bulunmalıdır. Bu özür gerçek olarak veya hükmen suyu kullanmaya güç bulunmamaktır. Şöyle ki: Abdest alacak veya gusledecek kimsenin bulunduğu yerden en az bir mil (dört bin adım) uzakta suyun bulunmasıdır. Bu durumda su, gerçekten bulunmamış sayılır. Yahut su bulunur da, onunla yıkandığı takdirde hastalanmaktan, hastalığının artmasından veya uzamasından tecrübesi neticesi olarak korkarsa veya yetkili müslüman bir doktor su kullanmasını zararlı sayarsa, yine teyemmüm edilir; çünkü hükmen su bulunmamış demektir.

 

Namaz” sözlük anlamı olarak duâ, yalvarma ve yakarış demek olup, bir takım şartlardan meydana gelen ve tekbirle başlayıp selamla biten özel söz ve hareketlerden oluşan ve yalnızca Allah için yapılan bir ibadet biçimidir. Kur’anıkerim’de namaz karşılığı olarak ‘salat’ kelimesi kullanılır.
İslâm’ın şahadet kelimesinden sonraki ilk şartı namazdır. Mekke’de, Peygamberliğin on birinci senesinde, Miraç gecesinde beş vakit olarak farz kılınmıştır. Namaz, akıl sahibi olan ve ergenlik çağına giren her Müslüman’a farzdır.
Yüce Allah, Kur’anıkerim’in birçok yerinde “Namaz kılınız”1 diye emretmiş, Peygamber Efendimizde bir hadisi şerifte “12”2 buyurmuştur.
Yüce Allah evreni ve içindekileri bir düzen ve uyum içerisinde yaratmıştır. Biz insanları, akıllı ve düşünebilen varlıklar olarak tüm canlılardan üstün kılmış, dünyadaki sayısız güzellikleri insanların yararlanmasına sunmuştur. Bizi en güzel surette yaratan ve bizlerin yaşamlarını sürdürebilmesi için en uygun şartları hazırlayanın ve etrafımızı çepeçevre saran bitkiler, meyveler, ormanlar, nehirler ve denizlerin yaratıcısının Yüce Allah olduğunu biliriz. İşte tüm bunlar bizleri yaratıcımıza şükretmeye yöneltir. Allah’a şükrümüzü sunmanın yolu da ona ibadet etmektir. Namaz, Allah’a şükrümüzü sunmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak için yapılan ibadetlerin en başta gelenidir.
Namaz,. Yalnızca Allah için kılınır. Ona olan bağlılığımızı, sevgi ve saygımızı namaz kılarak gösteririz. Bu sayede de Onun hoşnutluğunu kazanmış oluruz. Allah Kur’anıkerim’de , “Namazı kılın, zekâtı verin, peygambere itaat edin ki merhamet göresiniz”3 buyurarak bizlerin niçin namaz kılmamız gerektiğini açıklamıştır.
Namaz, Allah ile kul arasında bir diyalogdur. Cemaatle kılındığında toplu yapılan diyalogdur. Her sınıf insan; amir, memur; fakir, zengin; âlim, cahil; büyük, küçük; kadın, erkek; hür, köle; kuvvetli, zayıf yan yana, omuz omuza saf tutar. Allah’ın huzurunda el bağlar, divan durur. İtaat eder, kulluğunu idrak eder. Allah katında, herkesin eşit olduğu belirlenir. Namaz sayesinde yan yana gelen insanlar, günlük hayatlarında da, sosyal yaşayışlarında da birbirlerine karşı eşit davranma ihtiyacını duyarlar.
Peygamberimiz, namazı müminin miracı (ilâhî huzura yücelişi) olarak tarif etmiştir. Namaz kılan kişi, insanın varabileceği en yüksek Allah’a yakınlık noktası olan miracı gerçekleştirmiş olur. Namazda, Allah’a yakın olduğunu hissederek manevî bir mutluluk duyar.
2. NAMAZIN İNSANA KAZANDIRDIKLARI
Namaz her şeyden evvel Allah’ın hoşnutluğunu kazanmamızı sağlar. Bunun dışında insanın ruhuna, bedenine ve davranışlarına da pek çok şeyler kazandırır. Namaz sayesinde ruhen huzurlu ve mutlu, bedenen temiz, sağlıklı ve zinde, davranış olarak ta terbiyeli, ahlâklı ve olgun birer insan oluruz. Allah’ın huzuruna çıkmış olma bilinciyle gönlümüz ferahlar, kalbimiz aydınlanır. Allah'ın sonsuz gücüne sığınarak kendimizi güvende hissederiz. Şimdi namazın insana kazandırdıkları şeyleri inceleyelim;
2.1. Namaz İnsanın Duygu Dünyasını Zenginleştirir
Namaz, insanın sonsuz güce sahip olan Allah’a sığınması, Ona yalvarma ve yakarışıdır. Allah’ın gücü karşısında kendi gücümüzün olmadığını, hatta çok aciz yaratıklar olduğumuzu biliriz. Güçsüz olanlar güçlü olanlara teslim olurlar. Bizde namazla, sonsuz güce sahip olan Allah’a teslimiyetinizi ifade ederiz. .Namazla, sadece Allah’ın önünde eğilineceğini, başka hiçbir şeyin önünde eğilinmeyeceğini öğreniriz. Allah’tan başka hiçbir varlığa ve hiçbir kimseye kulluk yapılmayacağını, bütün insanların Allah katında eşit olduğunu öğreniriz. Bütün bunlar namaz kılan insanı özgürleştirir,duygu dünyasının önündeki engelleri kaldırır.
Namazda, duâ ve yakarışımız doğrudan Allah’adır. Hiçbir aracı olmaksızın duâmızı yaparız. Onun her şeyi bildiğini, hiç bir şeyin ondan gizli kalamayacağını bildiğimiz için bütün içtenliğimizle Ona duâ ederiz. Bütün duygularımızı Ona açarız. Bunlarda bizim ruhen ferahlamamızı , duygusal olarak zenginleşmemizi sağlar.
2.2. Namaz İnsanın Davranışlarında Bilinçli Olmasını Sağlar
Namaz yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için kılınır. Namaz kılan bir insan diğer davranışlarında da Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak ister. Allah’ın hoşnutluğunu kazanmanın yolunun da Onun istediği gibi davranmak olduğunu bilir. Bu duygu ve düşünceyle neyi, niçin yaptığını bilir ve davranışlarında da bilinçli olur.
Yüce Allah, Kur’anıkerim’de “...Muhakkak ki namaz her türlü kötülük ve çirkin işlerden alı koyar Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.”4 buyurmaktadır. Bu ayet bizlere namazın yalnızca birtakım bedensel hareketlerden ibaret olmadığını bildirmektedir .Allah’a saygı ve bağlılıklı namaz kılındığında, namazın insanı, kötülüklerden ve çirkinliklerden alıkoyması gerekir. Namaz kılan bir insan Allah sevgisiyle dolar. Allah sevgisine ulaşmanın da insan sevgisinden geçtiğini bilir. Büyük düşünür Yunus Emre’nin dediği “Yaratılanı sev, Yaratandan ötürü”vecizesini özümseyerek her şeye ve herkese karşı şefkatli,merhametli ve sevgi dolu olur. Yaptığı her davranışın sonuçta Allah’ın rızasını kazanmaya yönelik olduğunu bilir. Bunlardan dolayı da namaz kılan bir insan yaptığı her davranışı bilinçli yapar.

Ziyaretiniz için teşekkür ederiz. Amacımız, tüm bilgi ihtiyaçlarınız için en doğru yanıtları sunmaktır. Yakında tekrar görüşmek üzere. Buraya uğradığınız için teşekkür ederiz. Tüm sorularınıza en iyi yanıtları vermek için buradayız. Bir dahaki sefere görüşmek üzere. Kalademi.me her zaman kesin yanıtlar sunmak için burada. En güncel bilgiler için tekrar gelin.