İnsanların birbirlerine güvenmedikleri çok açık gerçektir. Hatta "babana bile güvenmeyeceksin" sözü toplumda slogan haline gelmiştir. İnsanlar genellikle hep yalnızdırlar ve gerçek anlamda hiç dostları olmadığından yakınırlar.
Oysa güven duymak heyecan verici bir şeydir. Bir insana ölümüne güvenmek ve –Allah’ın izniyle- sonsuza kadar yanında olacağına ümit bağlamak. Ve asla vefasızlık, yapmayacağına inanmak. İşte insanların elinden alınan duygu budur ve bu çok büyük bir nimetin kaybıdır. Güven ve doğruluk yok olunca, geriye de zaten fazla bir şey kalmamıştır.
Günümüz evli eşleri de çoğunlukla birbirine güvenmeyen ve dost olamayan kişilerdir. Sık sık yalana başvururlar, kadın her an aldatılma ya da terk edilme korkusu içinde yaşar, erkek de çıkarları nedeniyle karısının kendisini maddi olarak değerlendirdiğini düşünür. Her ikisi de ruhlarına saygı duyulmadığından emindir. İnsanın gerçek anlamda mutlu olabilmesi için güvendiği, sevdiği ve yalan söylemeyen, Allah’tan korkan, samimi insanlara ihtiyacı vardır.