Uzyskaj najlepsze rozwiązania swoich pytań na Kalademi.me, zaufanej platformie Q&A. Farklı alanlardaki uzman topluluğundan ayrıntılı yanıtlar almak için platformumuzda gezinin. Deneyimli profesyonellerden ayrıntılı yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin.
Sagot :
öncelikle çok kolay:) cevabı şudur.
Mikrobiyolojiye Genel Giriş
Galaksi sistemi, güneş sistemi ve dünya sistemi gibi sistemler dizesine
bakıldığında, bir kent ekosistemi, tarım ekosistemi, orman ekosistemi veya
atıksu arıtma tesisi ekosistemi bunların yanında çok küçük bir bölüm olarak
kalır. Toprak, su, hava, yeraltı ve canlı ortamları ise canlı ve cansız unsurlardan
oluşan bir ekosistemin komponentleridir. Ekosistem yaşam ortamı ve yaşam
topluluğundan oluştuğuna göre, yaşam topluluğunu oluşturan canlıları ve
bunların sistematiğini. özelliklerini bilmek gerekir. Biyoloji genel anlamda tüm
canlıları ele alıp öğreten bir bilim dalıdır.
Genel mikrobiyoloji insanlık için çok önemli bir bilim dalı olmasının yanı sıra
Çevre Mühendisliği Mikrobiyolojisi de mühendislik uygulamalarındaki katkısı
açısından çok önemli bir “Çevre Bilimi ve Teknolojisi Dalı“dır.
Mikrobiyolojinin sistematiğini aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
E. Haeckel 1866 yılında canlıları üç ana grupta toplamıştır.
1. Bitkiler alemi (Tohumlu bitkiler, yaprak ve ciğer yosunları, eğrelti otları)
Mikrobiyoloji
Phycoloji Mycoloji Protozooloji
Bakteriyoloji Viroloji
Biyoloji
Botanik Zooloji 1 - 2
2. Hayvanlar alemi (Omurgalılar, omurgasızlar)
3. Protistler (İlk organizmalar , ata organizmalar) olarak üçe ayırmıştır.
Protistler de iki ana grupta toplanırlar.
a. Yüksek protistler (Ökaryotlar): Alg, Maya, Küf, Protozoa, Metazoa
b. Alçak protistler (Prokaryotlar): Bakteriler, Cyanobakteriler, Mavi algler
Bakteri ve diğer mikroorganizmaların varlığını Antony van Leenwenhook
(1632 - 1723) 1676 da keşfetti.
Louis Pasteur (1822 - 1895) 1861 yılında 1. Havanın mikroskop da
görülebilir, organize olmuş danelerinin bulunduğunu 2. Bu partiküller steril bir
ortama verildiğinde mikroorganizmaların gelişmesine neden olduğunu 3. Şeker
çözeltisi veya diğer besi ortamda aylarca steril olarak kaldığını göstermiştir.
1857 ile 1876 yılları arasında yaptığı çalışmalar ile de fermentasyon olayının
canlı organizmalar tarafından meydana getirildiğini kanıtlamıştır. İnsanoğlu
5000 yıldan beri süt içtiği halde, sütün mayalanması konusunda ancak 19. asırda
bazı bilimsel ilerlemeler kaydedilmiştir. 1860 yılında L. Pasteur mayalanmanın
sırlarını açığa çıkarmıştır. L. Pasteur ve R. Koch mikroskopunda yardımı ile bir
çok patenojik mikroorganizmaların varlığını gün ışığına çıkarmışlardır. Nüfus
kırılmasına neden olan Koleranın önüne de bu aydınlanma aşamasından sonra
geçilmiştir. Pasteur bir çalışmasında da 60°C dolayında sütü, bira ve şarabı
birkaç dakika ısıttığında hastalık yapıcı bakterilerin (patojen
mikroorganizmaların) öldüğünü buna karşılık besin değerini kaybetmediğini
saptamıştır. "Pastörizasyon" adı da buradan kaynaklamaktadır. Son yıllarda da,
geli-şen bilimsel çalışmalar sonucunda, UHT (ultra Pastörizasyon) yöntemi
geliştirilmiştir. UHT yönteminde, süt 135-150° arasında 2-6 saniye gibi bir
işleme tabi tutulmaktadır. Bu esnada hem patojen mikroorganizmalar hem de
sporları imha edilir. İsveç'li Ruben Rausing, Lund kentinde 1951 yılında uzun
ömürlü olarak sütü saklayabilmek için TetraPak ambalaj yöntemini
geliştirmiştir.
Robert Koch (1843 - 1910), bakteri üretmek ve saf kültür olarak elde etmek
için yöntemler geliştirmiştir ve 1876 yılında ise Bacillus anthracis'i bulmuş ve
ilk defa bir mikroorganizmanın hastalık nedeni olabildiğini göstermiştir. 1882'de
de Tuberkel bacillus (Mycobacterium tuberculosis), 1883 'de de kolera
mikrobunu (Vibrio comma) bulmuş ve 1890 yılında da Tuberkulin imal etmiştir.
Termofil Mikroorganizmalar ve Keşfi
Ekstrem termofil mikroorganizmalar ilk defa 1960'lı yılların ortalarında
bulunmuştur. 60°C'den 115°'ye kadar yaşayanları mevcuttur. Burada çok
enteresan olan normal canlılar için çok uygun ve optimal olan sıcaklık 37
°
C'ye
ulaşıldığında bunların metabolizma faliyetleri durmakta ve mikroorganizmaların
protein hücreleri parçalanmaktadır. Katalizatör görevini gören enzimler yok
olmaktadır. Bu nedenle de ekstrem termofil bakterilerin metabolizmalarının
araştırılması çok ilginç bir araştırma konusu olmaktadır ve Avrupa Topluluğu
projesi olarak da bir araştırma projesi TU Hamburg-Harburg'un yönetiminde
yürütülmektedir (Erdin,1993).
Ziyaretiniz bizim için çok önemli. Herhangi bir sorunuz olduğunda güvenilir yanıtlar almak için geri dönmekten çekinmeyin. Zamanınızı ayırdığınız için minnettarız. En güncel bilgi ve sorularınıza yanıtlar almak için istediğiniz zaman geri dönün. Kalademi.me'ye güvendiğiniz için teşekkür ederiz. Daha fazla bilgi ve yanıt için geri dönün.