Sorularınıza kolayca yanıtlar bulun, Kalademi.me, güvenilir Q&A platformu. Adanmış uzman topluluğumuz sayesinde sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulun. Deneyimli profesyonellerden ayrıntılı yanıtlar almak için kullanıcı dostu platformumuzu keşfedin.

türklerin devlet teşkilatında başarılı olmalarının sebepleri nelerdir?



Sagot :

yönetimin iyiy olması ve ortak kültür olmasıdır

a) Yurt Edinme : Türk devletlerinin bir amacı ele geçirdikleri yerlere düzen getirmek oraları vatan etmektirBir yeri ele geçirmek değil elde tutmak önemliydi Bu ise belli bir nüfusun o yere yerleştirilmesi ile “iskân siyasetiyle” olurdu Sınırlar genişledikçe hakimiyetin her yere ulaşması için çeşitli Türk boylarına “yurtluk” verilirdi Buna Türk devlet geleneğinde “orun” denirdi Bu Oğuz Han töresi olup İslamiyet ile de devam etmiştir

b) Barış : “İl” kelimesinin bir anlamı da “barış” idi Barış olan ortamda halkın huzuru büyük ölçüde sağlanmıştır Türk devletleri de iç ve dış huzurun sağlanmasına çok önem verirlerdi Göktürkler bunu: “Gökte ve yerde nasıl düzen varsa devlette de aynı şekilde olmalı” diye ifade ederlerdi “Tüz” kelimesi içerdeki asayişi ifade ederdi Hükümdar devletin asayişini sağlayamazsa Kut’un tanrı tarafından geri alındığına inanılırdı Türk tarihinin kaynaklarında kılıçtan geçirilen düşman sayısı ile övünüldüğü görülmemiştir İslam’ın temel ilkelerinden biride “barış”tır Müslüman olan Türkler tabii olarak İslamiyet’in barışçı ilkesini de benimsediler Savaşta önce barış teklifinde bulunmaya özen gösterdiler Osmanlı her an kendine karşı organize haçlı ruhuyla karşılaşmasına rağmen hristiyanlara kin beslemedi Sessiz sakin şehirleri nice bilginlerin durağı oldu Türkler hiçbir zaman yaptıkları antlaşmaya sadakatsizlik göstermediler Barış yaptıkları devletin zayıf anını kollamadılar 

c) Cihan Hakimiyeti : Bir devletin insan unsuru o devletin amacını şekillendirir “At” sayesinde elde edilen sürat , daha ilk çağlarda “Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar” ülkelere hakim olmak duygusunu onlarda uyandırmıştı Türklerde kağan yeryüzünün hükümdarı olarak düşünülürdü(15) Türk kağanları “Tanrının varlığı” ile dünyanın bütün ülkelerini idare ederlerdi Böyle bir devlet ve hükümdarı anlayışı hukuk tarihinde de önemli yer tutmuştur Bu çeşit devlet anlayışlarına uluslararasında “universal” devlet şekli denir Bizim kitaplarımızda böyle devletler için “Cihanşümül devlet” deyimini kullanırlar (16) Türk psikolojisinde derin yer tutan bu telakkiyi ilk Cihangir ataları Oğuz Kağan’ın destanında bulabiliriz “Güneş bayrağımız, gökyüzü çadırımız” parolasıyla daha çok denizlere daha çok ırmaklara diyerek yeryüzünün fethine hazırlanıyordu Göktürkler bu anlayışın gelecek nesillere intikali için Orhun abidelerinde belirtmişlerdir Bu inanç Uygurlardan Moğollara geçti Cengiz Han’ın torunlarının tahtında dünyanın 4 bucağı ile 4 bucağın hakanlarını temsil eden 4 minder bulunurdu 

İslam’ın cihat anlayışı Türklerin cihan hakimiyeti felsefesine uygun düşüyordu Halifenin Tuğrul Bey’e “Doğunun ve batının hükümdarı” ünvanı nı vermesi aynı gerçeği ifade eder Osmanlıda Türk devlet geleneğinin mirasçısıydılar Osman gazinin göbeğinde çıkan ağacın dallarının dünyayı kapladığı ünlü rüya devletin kuruluş amaçlarından birinin cihan hakimiyeti olduğunu gösterir Yavuz Sultan Selim’in Piri Reis’in yaptığı haritaya bakıp “dünya ne kadar küçük bir hükümdara bile yetmez” sözü aynı ülkünün ifadesidir Osmanlı döneminde Cihan hakimiyeti Politikası “Kızıl Elma” diye ifade edilmişti Bu ideal Osmanlı cihadında devamlı itici güç olmuştur Roma fethedilseydi Kızıl Elma bir başka yeri sembolleştirecekti

d) Hizmet : Halka hizmet Türk devletlerinin en önemli amacıydı Halkın ihtiyaçlarını görmek ve ülkede yoksul bırakmama görevini üstüne alan devlet için daha ilk çağlarda “devlet baba” deyimi doğmuştuYusuf Has Hacip hükümdara, “Memlekette bir kimse bir gece aç kalırsa onu Tanrı sana soracaktır, gözünü aç” diyerek halka hizmetin önemini ifade etmiştir Yavuz Sultan Selim Halifeliği devralınca onun emriyle halifelik sıfatı “Hakimü-l Haremeyn” den “Hadimü-l Haremeyn’e” yani “Mekke ve Medine nin hakiminden “Mekke ve Medine nin hizmetkarına çevrildi Osmanlı dil de ayrımı yapmadan tebasının hizmetinde bulunmuştur Yüzyıllarca topkapı sarayı batı derebeylerinin malikaneleri seviyesinde bile değilken onlar milyonlarca km2’ye hizmet götürdüler