Kalademi.me'ya hoş geldiniz, sorularınızın uzmanlar ve deneyimli topluluk üyeleri tarafından yanıtlandığı yer. Geniş bir uzman topluluğu sayesinde sorularınıza güvenilir cevaplar bulmanın kolaylığını yaşayın. Sorularınıza hızlı ve güvenilir çözümler bulmak için deneyimli uzman topluluğumuzdan faydalanın.

16. Aşağıdaki metinleri okuyun. Okuduğunuz metinlere uygun birer başlık belirleyerek verilen boşluklara yazın. Kazanlar kuruldu, altına kocaman meşe kütükleri atıldı. Domatesler biberlerle buluş- tu, kilolarca soğan doğrandı. Dağ kekikleri, sarı minik çiçekleriyle dereotları da karışıma girince en üstüne bastıra bastıra tarhana otu eklendi. Koca bakır kazan neredeyse taşa- caktı. Ateşe doğru damlayan sular, tıpkı kaz gibi sesler çıkardı. Babaannenin buruşuk elleri, kazan eniği dedikleri iki koca tencere dolusu süzme yoğurdu bütün bunlarla buluş- turdu. Unla birleştirip bir güzel yoğurdu. Bakır leğenlere dökülen bu sebzeli, dallı, çiçekli hamur da tipki babaanne gibi yorgun düşmüştü. Yedi gün boyunca üstüne bir yorgan çekip hâlden hâle geçip dinlenmesi gerekti. Günler günleri kovaladı. Hamur önce ekşi ekşi, sonra tatlı tatlı koktu. Kabardı da kabardı. Şişti de şişti. Sanki, "İçime bereket girdi, artık ben herkese yeterim." der gibiydi. Zeytin'in annesi ve babaannesi hamura soktular ellerini. Sonra da tertemiz örtülerin üstüne koyuverdiler yapış yapış hamur parçalarını. Yerlere serili hamurlar yine bekledi, Ay'ı ve Güneş'i kovalayıp iyice kurudu. Tabii ki işleri hâlâ bitmemişti. Bu kupkuru hamurları avuçlarının arasına alıp başladı- lar ovalamaya. Yalnız da değildiler, başka evlerin neneleri, anneleri, halaları ve teyzeleri de gelmişti. Tarhana ovmak, bu taş parçası gibi sertleşip kurumuş hamurları yeniden un yapmak, kocaman bir işti. Böyle işler, ancak birbirinin gözüne sevgiyle bakan komşular- la yapılırdı. Bir varmış bir yokmuş. Uzak diyarların birinde kendini çok uyanık sanan bir tilki dede yaşarmış. Günlerden bir gün tilki dede kuyruğunu beline koyup düşünceli düşünceli kırlarda gezerken "Şimdi burada yaralı veya ölmüş kuştan, kuzudan birini bulsam da yesem." diye aklından geçirmiş Çok gezmiş, çok dolaşmış, sonunda gelip çıkmış bir kuyunun başına. Boynunu uzatıp eğilerek kuyuya bakmış. Bir de görmüş ki kuyunun dibinde bir parça bembeyaz yağlı kuyruk... Tilki dede sevincinden oynamaya başlamış. Uzun kuyruğunu yerde sürükleye sürükleye bir hayli oynamış. Sonra kendi kendine, "Elime bir kuyruk düşmüş, onu yemeden hiçbir yere gitmeyeceğim." demiş. Tilki dedenin ağzının suyu akmaya başlamış. Kuyunun içindeki kuyruk, "Tilki dede, gel beni ye, tilki dede gel beni ye." diye- rek çağırmış. Tilki dede kendini tutamayıp "cup" diye kuyuya atlamış. Kuyunun dibine düşmüş. Ne yazık ki tilki dedenin kırılmadık yeri kalmamış. 25​

16 Aşağıdaki Metinleri Okuyun Okuduğunuz Metinlere Uygun Birer Başlık Belirleyerek Verilen Boşluklara Yazın Kazanlar Kuruldu Altına Kocaman Meşe Kütükleri Atıld class=

Sagot :