Kimi insan, para pul budalası olur, kimisi keşif ve icat merak-
lısı, bazısı da musiki şığı. Deli Davut ise adalar karasevdalı-
sıydı. Denizin bu deli divanesinin gözünde hep adalar tüter,
adalar titrerdi. Tan yeri ağarırken adalarla beraber uyanaca-
ğım diye, çok geceler göz yummazdı. Gecenin loşluğuyla
örtülü duran deniz, rüyasına dalmış derin derin uyurken,
tan ışığım yüksekten kapan adalar, Arşipel'in o kopkoyu
çelik mavisinde sanki şafak parçalan gibi parlar ve Davut'a
ta uzaklardan göz kırparak, koyunlarında bir yeni gün daha
yaşayacağım ona, gün doğmazdan müjdelerlerdi. Bunu
gören Davut dünyaya yeni gelmişe dönerdi. Kuş uçmaz,
kervan geçmez dağ başlannda gerili duran telgraf tellerine
rüzgâr değince, tellerin uzun uzun viinggg! diye inlemesi
gibi, Davut'un da gönlü, titreye titreye ışığa ve açıklıklara
uyanır, gözleri yüreğinde vuran sevinçle harlardı.
Bu parça aşağıdakilerden hangisine ait bir örnekten
alınmıştır?
Modernizmi esas alan bir hikâyeden
A
B Postmodern bir hikâyeden
Bireyin iç dünyasını esas alan bir hikâyeden
D
Toplumcu gerçekçi bir hikâyeden
E Milli duyarlığı esas alan bir hikâyeden